Şimdi Kalleşlik Zamanı Değilmiş
Fakir Kardeşler! Kalleşler Şimdi de Enkaz Kaldırılmadan İhya Olmacılı Yeni İş
Peşinde Kardeşler!
İmar Barışıymış! 3194 Sayılı İmar
Kanunu’na eklenen geçici 16. Maddeyle 2018’den önce yapılmış ruhsatsız veya
ruhsat ve eklerine aykırı yapılara Yapı Kayıt Belgesi…
2020’de 453 bin 497 müteahhidin 145
bini geçici belgeyle iş yapan cinsten yerli ve milli halis niyetli müteahhit.
Almanya’daki müteahhit sayısı 3.550 kişicik, şahsın rejiminde Almanya'nın 10 kat fazlası…
Bu kanunu, dış güçler milletimizi göçüklerde
öldürsünler diye zorla yasalaştırmış değiller elbet!
Halis niyetliler hareketi bu
düzenleme kapsamında 7 milyon 436 bin 354 bağımsız bölüm için başvuru almış ve
kayıt bedeli olarak şahsın devletine 24 milyar 745 milyon TL ödenmiş.
Kaçak binalar yasal artık, kanunlara
çürük binalar daha saygılı, şahsın şahsî devletin hazinesine pek faydalı…
Kaçak binalar, çürük kolonlar, kolonları
kesik apartmanlar, betonu kuma dönmüş duvarlar Şahsın tipi rejimi ile barışmış
ve tam tamına 24 milyar 745 milyon TL para toplanmış ve bu paralar “deprem
vergileri” gibi yine depreme hazırlık için harcanmadı fakir kardeşler.
Bunun hesabını biz fakirlere verecek
değiller! Keşke sağlam binalarda oturmayı tercih etseniz.
Harcanması gereken yerleri bizden
iyi biliyor kayınpeder ve damadı şüphesiz!
Deprem paraları nerde diye
kalleşlik yapmaya gerek yok.
Duble yolların, dolar avro
üzerinden garantili araç geçiş bedellerinin, İstanbul Havalimanı’nın garanti
uçuşlarının, Afyon Zafer Havalimanı’nın, şehir hastanelerinin garantili MR, kan
testi, helikopter ambulansın havada kalma bedelinin, çakma da olsa Hermes çantaların,
altın musluklu mütevazi millet saray musluğunu, Louis Vuitton marka eşarpların, ejder
meyveli ihyacı saray milleti kişilerine ziyafeti menülerinin, yüzlerce Audi,
Mercedes marka makam araçlarının, biri Jumbo Jet 13 uçak filosunun bir bedeli
olacak tabi.
Ayda bebeğin, Elif çocuğun depremden
4 gün, 5 gün sonra kurtarılması hangi canlı türünü sevindirmez ki?
Doğru soru, bu çocuklarımızı,
gepegenç kadınlarımızı, erkeklerimizi neden binaların altından çıkarmak zorunda
kalıyoruz?
Kalleşler, kaçak binalara imar,
oturma izni veren gözleri paradan, ranttan başka şeyler görmeyen cibilliyetsiz
kişilerdir.
Şüphesiz ki onlarla kardeş değiliz,
olamayacağız da affetmeyeceğiz de o cibilliyetsiz, ahlaksız, liyakatsiz
kişilerle aynı gemide, aynı takada, aynı otobüste değiliz.
Ahlaksız cibilliyetsiz, kalleş
tipler diyorlar ki, “Biraz fazla para verin çürük binalarda oturmayın.”
Şu zekanın keskinliğine, şu ahlaka,
şu edebe bak!
Hele hele riskli binalarda da
oturmayalım fakirler.
Akıl var, mantık var; bunları kontrol
edecek Şahsın tipi bir kurum, kuruluş, devlet, devlet adamı yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder