4 Kasım 2020 Çarşamba

Şimdi Kalleşlik Zamanı Değilmiş Fakir Kardeşler! Kalleşler Şimdi de Enkaz Kaldırılmadan İhya Olmacılı Yeni İş Peşinde Kardeşler!

Şimdi Kalleşlik Zamanı Değilmiş Fakir Kardeşler! Kalleşler Şimdi de Enkaz Kaldırılmadan İhya Olmacılı Yeni İş Peşinde Kardeşler!

İmar Barışıymış! 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. Maddeyle 2018’den önce yapılmış ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılara Yapı Kayıt Belgesi

2020’de 453 bin 497 müteahhidin 145 bini geçici belgeyle iş yapan cinsten yerli ve milli halis niyetli müteahhit. Almanya’daki müteahhit sayısı 3.550 kişicik, şahsın rejiminde Almanya'nın 10 kat fazlası…

Bu kanunu, dış güçler milletimizi göçüklerde öldürsünler diye zorla yasalaştırmış değiller elbet!

Halis niyetliler hareketi bu düzenleme kapsamında 7 milyon 436 bin 354 bağımsız bölüm için başvuru almış ve kayıt bedeli olarak şahsın devletine 24 milyar 745 milyon TL ödenmiş.

Kaçak binalar yasal artık, kanunlara çürük binalar daha saygılı, şahsın şahsî devletin hazinesine pek faydalı…

Kaçak binalar, çürük kolonlar, kolonları kesik apartmanlar, betonu kuma dönmüş duvarlar Şahsın tipi rejimi ile barışmış ve tam tamına 24 milyar 745 milyon TL para toplanmış ve bu paralar “deprem vergileri” gibi yine depreme hazırlık için harcanmadı fakir kardeşler.

Bunun hesabını biz fakirlere verecek değiller! Keşke sağlam binalarda oturmayı tercih etseniz.

Harcanması gereken yerleri bizden iyi biliyor kayınpeder ve damadı şüphesiz!

Deprem paraları nerde diye kalleşlik yapmaya gerek yok.

Duble yolların, dolar avro üzerinden garantili araç geçiş bedellerinin, İstanbul Havalimanı’nın garanti uçuşlarının, Afyon Zafer Havalimanı’nın, şehir hastanelerinin garantili MR, kan testi, helikopter ambulansın havada kalma bedelinin, çakma da olsa Hermes çantaların, altın musluklu mütevazi millet saray musluğunu,  Louis Vuitton marka eşarpların, ejder meyveli ihyacı saray milleti kişilerine ziyafeti menülerinin, yüzlerce Audi, Mercedes marka makam araçlarının, biri Jumbo Jet 13 uçak filosunun bir bedeli olacak tabi.

Ayda bebeğin, Elif çocuğun depremden 4 gün, 5 gün sonra kurtarılması hangi canlı türünü sevindirmez ki?

Doğru soru, bu çocuklarımızı, gepegenç kadınlarımızı, erkeklerimizi neden binaların altından çıkarmak zorunda kalıyoruz?

Kalleşler, kaçak binalara imar, oturma izni veren gözleri paradan, ranttan başka şeyler görmeyen cibilliyetsiz kişilerdir.

Şüphesiz ki onlarla kardeş değiliz, olamayacağız da affetmeyeceğiz de o cibilliyetsiz, ahlaksız, liyakatsiz kişilerle aynı gemide, aynı takada, aynı otobüste değiliz.

Ahlaksız cibilliyetsiz, kalleş tipler diyorlar ki, “Biraz fazla para verin çürük binalarda oturmayın.”

Şu zekanın keskinliğine, şu ahlaka, şu edebe bak!

Hele hele riskli binalarda da oturmayalım fakirler.

Akıl var, mantık var; bunları kontrol edecek Şahsın tipi bir kurum, kuruluş, devlet, devlet adamı yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder