18 Kasım 2020 Çarşamba

Belki Hiç De Başka Değildir Memleketimiz! Belki Bambaşkadır Herkes!

Belki Hiç De Başka Değildir Memleketimiz! Belki Bambaşkadır Herkes!

Bir dizi, bir film herkesin (totalin:) sanatsal beklentisini karşılayacak mükemmelliyete sahip olamaz.

Niye çünkü? Yer, damar damar; insan, başka başkadır akıllım; her dert de herkesin içinde ayrı ayrı durur, başka başka sancır.

Ayrı ayrı renklerde kabuk tutar, başka başka izler bırakır, ayrı ayrı ilacı olur.

Dizinin gerçeklere yakın olması, hayatın gerçekliğindeki gerçek kişileri, gerçek travmalarıyla ele alması bu dönemde, bu zorlama, gerçeklerden kopuk dizi bolluğunda önemlidir, kıymetlidir.

İmamlar gerçek hayatta daha yobaz, evdeki, iş yerindeki, sokaktaki erkekler daha öküz, daha şiddetli, daha hiddetlidir ama dizidekileri gibi de vardır.

İyi eğitim imkânı bulmuş, doktor olmuş kadınlar, daha önyargısız, hayatla, kendileriyle, başkalarıyla daha barışıktır belki de.

Yokluğumuz, yoksulluğumuz, çaresizliğimiz, duygusal tepkilerimiz, tepkisizliklerimiz hepten başka başka değildir kim bilir? Duygularına köprü olacak kişileri Meryem de Peri de kolay kolay bulamıyordur gerçek hayatta da belki.

Ev temizliğine giden genç kızlarımız Meryem kadar zeki; askerliğini komando olarak yapmış abisi  Yasin kadar öfkeli, öküz değildir abilerimiz. Yasin’in kalbi bakire olduğu için evlendiği Ruhiye kadar ağır travmalarımız, yaralarımız yoktur ama onun acısını, suskunluğunu, kendine acı çektirmesini, öfkesini izleyen herkes hissedebilir kendi meşrebince.

Bir başka olmayan memleketimizin imamları Bir Başkadır imamı Ali Sadi kadar insani, sevecen değil şüphesiz.

Doğaya, insana, hayata dair problemleri mescit önündeki masada duran plastik laleler ve mini serasındaki gerçek laleler arasındaki farklarla benzerliklerle çözecek kadar pratik değillerdir:)

Başka başka beklentiler peşinde yobaz imamımız çok bizim.

Erzurum cami imamı Fethullah Gülen, Elazığ imamı Halit Karakaya, sosyete imamı Adnan Oktar, Cübbeli Ahmet, Uşşaki tarikatı şeyhi Fatih Nurullah gibi başka başka niyetleri olan yobaz imamları da çoktur bizim memleketin.

Bu aşırı yobazların cuma günleri cuma namazına müteakip Sivas Madımak Oteli önüne gelip Allah Allah nidaları eşliğinde, devlet görevlileri gözetiminde diri diri insan yaktıklarını da görmüşüzdür.

İmam yardımcıları da Jung okuyarak kişisel problemlerini, karşı cinse duyduğu cinsel isteklerini anlamaya, anlatmaya çalışmıyordur. Kur’an kurslarında, öğrenci yurtlarında kalan çocuklara tecavüz eden, taciz edenleri de çoktur.

Sevgisizliğimiz, iletişimsizliğimiz benziyordur başka başka birilerine belki de!

Dizideki gibi doğruları, duyguları, yaraları, istekleri, zehirleri, birbirlerinden saklayarak, gizleyerek, yokmuş gibi yaparak akmıyordur hayat belki de.

Büyük insanlığın büyük sorunları, sınıfsal farklılıklara, olanaklara, olanaksızlıklara rağmen benziyordur birbirine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder