Zât-ı Şahaniye Eser Üstüne Eser Kazandıran Cengiz, Kolin, Limak, Kalyon Gibi Sanatçı Yuvaları!
Eski Türkiye’nin fakir dünya liderleri “Sanatçının zeki, çevik ve fakir olanını severmiş.”
Şahsın ülkesi sandığı yerde de Beyefendi şahsının havuzuna milyonlarca dolar koyan şirket sahibi sanatsal kişileri seviyor.
Slogan atmayacaklarmış, şikayet etmeyecekmiş, polemik yapmayacakmış bu sanatçılar:)
İhale alacak, devletten ihale alıp eser yapacaklarmış.
Sanat teorileri çökmüşmüş; ülkede şahsının şahsısı inşaatları, asfalt yolları “eser” diye açınca; sanat payandalarının temellerini ve sanatçıların cüzdan davalarını pek zayıf bulmuşmuş.
Covid 19 salgınında işsiz kalan sanatçılara dair bir şey söyleyecek değillerdi elbet.
Ne mutlu ki dünyada saraydan çıkan sanatçılar pek çok değil, sanatları da sanata benzemiyor dünyanın hiçbir yerinde.
Saraylarda efendilerine hizmet etmek için hizmetçiler, uşaklar ve soytarılar çok olur; sanatçılar saraylarda yaşamıyor çok şükür.
Tipin birine vaat ettiği paralar, maaşlar, makamlar, mevkiler için “Aman efendim, sepet efendim, ne de güzel söylediniz, ne de güzel yellendiniz oh ne miss ne misss!” diyorlarsa o kişilere de sanatçı denilmez şüphesiz; soytarı, müteahhit, halis niyetli kişi…
Zât-ı şahani, devletin hazinesini yağmalattırdığı şirketlerin dolar ve araç geçiş garantili duble yollarına, %70 doluluk garantisi verdiği şehir hastanelerine, yolcu garantisi verdiği havalimanlarına ısrarla “eser, şaheser” diyor.
Sanatçıları da haliyle Mehmet Cengiz, Nihat Özdemir, Ethem Sancak, Cemal Kalyoncu, Naci Koloğlu, Mehmet Nazif Günal gibi kişiler olmalı.
Eser de şaheser olacaksa 327 milyar 800 milyon komisyonu içinde para kazandırmalı ki eser olsun fakirler!
Neticesini saraydan aşağısına koymayan saray milleti adamları da “sanatçı” dediği kişilerle saraylarında zevk u sefa sürsünler; yemek yerken dış ilişkilerini yumuşatıcı konser verdirsinler.
Gerçek sanatçılar dünyanın her yerinde halkın sorunlarına duyarsız kalmazlar; gerçek halk, millet iktidarları da sanatçıların dediklerini, yapıtlarını yabana atmaz, onları hor görmez, eleştirini de sürekli şikayet ediyorlar diye mızırdamazlar.
Neticede Kenan Evren de kendini sanatçı sayıyordu ya; resimlerini ülkenin sanattan anlar Sakıp Sabancı gibi patronlarına iteliyor du:)
Aynı Adolf Hitler gibi; her narsist kişilik bozukluğu olan kişiler aslında isteseler sanatçı olabileceklerini, sahte diploma ile nasıl üniversite bitiriyorlarsa, bankaya güreşçi atıyorlarsa da sanatçı olabileceklerini şaheser yaptıklarını zannediyorlar.
Ödülleri Mehmet Cengiz, Nihat Özdemir, Ethem Sancak, Cemal Kalyoncu, Naci Koloğlu, Mehmet Nazif Günal’a vereceklerine Özdemir Erdoğan, Derviş Zaim, İbrahim Tenekeci gibi şahıslara vermişler.
Sanat sanat içindir; sanat toplum içindir tartışması eski Türkiye’de kalmış.
Şahsın şahsına ait sandığı ülkede sanat saray Türkleri için olacak sanıyorlar.
Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir kimse gerçek hiçbir gerçek sanatçıya sanatında şunu anlat, milletin derdini şöyle söyle böyle söyleme diyemez.
Neyse ki kültür sanat alanında geri kaldıklarının, geri kalmaya da devam edeceklerinin bilincindeler, dünyanın her yerinde “sağcılar” gericidir.
Politikacılar geçici; gerçek sanat ve sanatçılar kalıcıdır dünyanın her yerinde!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder