Ülkemizin En Uzun 111 Metre Direğinde 23 Nisan'da Dalgalanan 1000 Metrekarelik Şanlı Türk Bayrağımız, Kanla Kazanılmış Vatan Topraklarını, İhya Olacak Arsa, Arazi Olarak Gören Tuhaf Devlet Şahsı!
Şüphesiz ki bu vatan, butona basarak, 111 metrelik betondan bayrak direği eserleri dikerek, 1000 odalı saraylar yaparak, devletin hazinesini sıfırlamak pahasına 3-5 cibilliyetsiz müteahhite ihale vererek, milletin yokluk günlerinde dişiyle tırnağıyla kurduğu fabrikalarını yağmalatarak, orman arazisindeki madenleri Kanadalılara, İspanyollara, fabrikaları Katarlılara peşkeş çekerek, suyunu, nehirlerin satarak, kentlerini betona gömerek ulusal egemenliğini kazanmadı.
Saray Türkleri, şahsım ülkesinin rejimine geçmeden önce millî bayramlarda grip, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklara yakalanıp törenlere katılmazdı.
Şimdi şahsına has devletin en tepesindeki ve Ak Partisi genel başkanı en devlet yetkili görevlisi sayın Bay Recep Tayyip Erdoğan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı ülkenin en uzun direği eserinin dibinde ve akşam iftar sofrasında oruç tutturdukları çocuklarla kutladı:))
Allah'ları kabul etsin! Çocuklar da izin buyururlarsa çocuk olsun inşallah!
Acar Aile ve Sosyal Hizmetler bakanı olacak bayan hanım Derya Yanık, koltuğuna oturmadan, 23 Nisan'da hem de çocuk yaştaki koruma altındaki çocuğa ramazan münasebetiyle çikolata ikram edemeyeceğini 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın canlı yayında altını çize çize belirtti.
Varalım biz de oruç tutmayan şahsımızın yetişkin hallerine yanalım da çocukların melaline aşinâ olmayan ve devletin çikolatasını çocuktan esirgeyen devlet yetkililerine alışık olmayacağımızı belirtelim.
Reza Zarrab Beyefendi dedikleri dünyanın en büyük üçkağıtçısını da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin devlet bakanlarına, valilerine önden verdiği rüşvet sonrasında devletin televizyonu TRT 2'de bayrağımızı arkasında fon olarak dalgalandırmıştı bu tipler.
Şahsın ülkesinin bir tarihinde, kısa bir süreliğine de olsa paralel ortaklıkları bitmek üzereyken, hırsızlar, rüşvetçiler hapse atılabilmişti:)))
Sonrasında çifter devlet bakanlarının elceğizleriyle yılın en büyük, en erdemli iş ihracatçısı ödülünü vermeyi ihmal etmediler:))
Şimdi nerede ne kadar dolandırıcı, kokainci, komisyoncu, mezarlık basan kiralık serseri, Suriye'de katliam yapan katil varsa devletin özellikle keltoş bakanlarının makamında boy boy fotoğrafları çıkıyor.
Reza Zarrab Beyefendi, kısa bir süreliğine hapse atılıp çıkınca TRT 2'de arkasına Türk bayrağını alıp kocaaa Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin cari açığını tek başına kapattığını böbürlene böbürlene anlatmış, bir süreliğine el konulan resmi devlet bakanlarına dağıttığı rüşvetlerini, ayakkabı kutularında, insanı hediyeleşmecili gömlek kutularında istiflediği dolarlarını saray Türkleri tipi helal Sünnî Müslüman faiziyle geri almıştı.
Saray ve şürekası Güney Kore'den aldıkları Deep Sea Metro 1, Deep Sea Metro 2 sondaj gemilerini milyon dolarla alıp, gemilerin üzerine iki varil kırmızı yağlı boya, 4 varil beyaz yağlı boya ile Türk bayrağı çizip adlarını Fatih, Yavuz yapınca kendilerini aşırı yerli ve millî hissetmişlerdi şüphesiz.
Milyon dolarlık gemilerle henüz 2 varillik petrol, doğalgaz rezervi bulamasalar da gemiciklerin bayrak boyalı kısımları her hafta havuz medyalarının manşetlerini süsledi, süslüyor.
Saray ve şürekası sanıyor ki bir vatan böyle yerli ve millî olur, her fabrikayı, limanı sat, dolarla devlet ihalesi ver, dolarla devleti borçlandır, bir bayrak resmi çiz, bir beton bayrak direği eseri dik al sana bağımsız, ulusal egemen vatan...
Şüphesiz ki "Vatanın bağrına düşman dayayınca hançerini/ Yok muydu kurtaracak bahtı kara maderini"
Saray ve şürekası kurtarmadı şüphesiz vatanı ve kara bahtlı maderini; o gün kim, kimler kurtarmışsa, kimler düşmanla işbirliği yapmışsa saflar aynı saflar olacak şüphesiz!
Vatan arazi, arsa, beton, borsa, parsa kasa değildir dünyanın hiçbir yerinde!
Çocuklarla da kan, kanla sulanan arsa, arazi diye konuşulmaz!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder