Utanmıyorlar, Kızarmıyorlar, Yağmaya, Talana, Yalana Doymuyorlar!
Bir de gazetemsislerine "Utanmıyorlar!" diye arsız arsız manşet sıvıyorlar.
Erdem, ahlak, vatan, millet aşkı sadece dillerinde...
Haftada bir parti toplantılarında düzenli olarak millet, bayrak, din, cami aşkına yağmacı eser siyaseti üfürüyorlar.
Saraylarda, villalarda, rezidansta, köşklerde yaşıyorlar; aziz neticelerini Mercedes Maybah'tan aşağısına koymuyorlar ya millet adamıymışlar, yüz yıllarca itilmişlermiş, kakılmışlarmış, hor görülmüşlermiş gibi ağlak ağlak konuşuyorlar.
Kokain bağımlı elemanlarını en genel merkezlerinde çalıştırıp çifter çifter maaş veriyorlar, yeteneksiz damatlarına, kızlarına, yeğenlerine, hanımlarına liyakatsiz, diplomasız akrabalarına devlet kurumlarından makam verip hayır hasenat maaşına boğuyorlar; ancak dolgun bir maaşla huzura erebildikleri yönetim kurullarına atıyorlar.
Ol mailler ki mai içindeler mai bilmiyorlardı eski Türkiye’de kalmış ya yepisyeni şahsım havuz manşetlerine "Narsist Kişilik Bozukluğunu" başkaları için koca koca puntolarla pişkin pişkin yazıyorlar.
Gözleri hep aç, hep milletin cebinde, felfecir okuyan gözleri devletin dolar garantili İngiliz tahkim mahkemeli ihalelerinde, ama hep daha yukarılarda, daha yukarılarda!
Kendilerinin mümtaz kişiliklerinden pek eminler, kendilerini pek süper şahıslar sanıyorlar, kendileri olmasa memleket tarumar, aslında tarih de bu tiplerin ülkeyi şahlandırması için yazılmış.
Sevgisizler, vicdansızlar, kurslarında, yurtlarında imamları, hocaları, alimleri tarafından tacize, tecavüze uğrayan yoksul çocuklarına hiç böyle şeyler yapmamışlar gibi davranıyorlar; TBMM soruşturmasını kapatabildikleri için tebrik kuyruğuna giriyorlar.
Kendi kendilerine efendi efendi içki içen, dans eden, şarkı, türkü söyleyen birini gördüklerindeki rahatsızlıkları kadar; hırsızdan, rüşvetçiden, ihale fesatçısından, tecavüzcülerinden rahatsızlık duymuyorlar.
Sık sık imanlı, mütevazi, yerli, milli, vatan, bayrak, millet, devlet sever numarası yapıyorlar.
Kendilerini peygamber mesleği çobanından sanıyorlar; ülke vatandaşlarını da sürü olarak kerizleyebildiklerine, devlet imkanlarını da kullanarak boş beleş şeylere inadırabilmelerini çok iyi bir şey sanıyorlar.
Milletin gözünün içine baka baka yalan söylemekten hiç hicap duymuyorlar.
En babayiğit hırsızlarına "Beyefendi! Büyüğümüz! Reyiz!" diye veriyorlar gazı veriyorlar gazı; babayiğit hırsızları da buna inanıp memleketi soyduğunu değil de şahlandırdığını üfürüyor.
Dolandırıcılarla, soyguncularla, yağmacılarla, vurguncularla iş tuttuklarına rezil kepaze olacakları yerde, hiçbir şey olmamış, duymamış, söylenmemiş gibi davranıyorlar!
Yolsuzluk, talan, vurgun, yapma, kaçakçılık, hırsızlık, rüşvet, karapara, akpara, tehdit, çökme, yağmalama saraylarından, makamlarından, fotoğraflarından taşıp paçalarından akıyor ya sadece edepleriyle "rezil olmayı" başaramıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder