1000 Temizlikçi Fatma, Elmalı Davasını Çözmeye Yeter mi?
Saraylara giren canlı her şey gibi adalet de çürüyünce 1000 Temizlikçi Fatma çocuklarımıza bir süreliğine de olsa nefes aldırmaz mı, en yakını olacak katillerden, tecavüzcüden, istismarcıdan az biraz koruyamaz mı?
Güzel bir dip bucak temizliği yapacak görünmeyen, fark edilmeyen, yoklarmış gibi davranılan binlerce Fatma...
Cinsel istismarcıları, tecavüzcüleri, hırsızları, haydutları, hayvan, bitki, ağaç, deniz, toprak düşmanlarını sırasıyla temizlese.
Trenin, lüks makam araçlarının altına itse tek tek makamlarına güvenerek arsızlık yapanları.
Ormana maden, HES, baraj için saldıkları kepçelerin altına kaksa yağmacıları.
Hırsızları, çaldıkları paraları kafalarına vura vura öldürse Fatmalar.
Devletin hazinesini boşaltan inşaat vurguncuları diktikleri binaların en üst katından aşağı kaksalar, beton mikserinin içinde döndüre döndüre çevirse alayını, mikserin içinden betona gömse...
Saray entrikacılarını sarayın mutfak deposuna kilitlese, altın vurguncularını aç susuz altınları ile baş başa bırakarak öldürse...
Zafer gibi kocaları olmaz olsun Fatmaların, gitmekte ısrar ettikleri, kayboldukları yanlış yollardan dönemeseler, boyları devrilmesi de altında kalasıcalar.
Sanmayalım ki Müge Anlı, İnci Ertuğrul, Serap Ezgü, Ayşenur Yazıcı hep senaryo, kurgu, yapıntı...
Günah da sadece görüp bir şey yapmayanda duyup sessiz kalanda değil, ne idüğü belirsiz kokmuş, çürümüş sistemlerinde.
Kaç Palu ailesi var, kaç yurtta, kaç çocuk sessizce tacize, tecavüze uğruyor? Bilmiyoruz.
Kaç baba, kaç anne, kaç dayı, amca, dede, komşu, koca tacize, cinsel, dinsel, ruhsal istismara devam ediyor.
Şahsın sisteminin aile bakanı olacak kişisi Sema Ramazanoğlu şeyi, Ensar ve Kadem Vakfı’nın yurtlarında kalan 45 yerli ve millî çocuğun cinsel, dinsel istismarı için “Bir kereden bir şey olmaz.” kepazeliğini gösterip vakıflarını aklamışlardı sözde.
İstifa etmeden önce de kendisi hakkında verilen gensoru önergesini reddeden halis niyetli ak vekil erdemli arkadaşları, ak aile bakanını tebrik kuyruğuna girmişti, sonrasında zafer gülücükleri dağıtarak, gülüşerek, tokalaşarak...
Bilmediğimiz, görmediğimiz, duyup da duymamazlıktan geldiğimiz kaç Elmalı Davası görüşülüyor, kaç çocuk ses çıkaramıyor, çığlık atamıyor? Bilmiyoruz.
Öl insanlık öl! Saraylarında kok adalet kok!
O çocukları koruyamayan, suçlularını affeden sisteminiz yerin yedi kat dibine girsin!
O suçluları ellerini kollarını sallaya sallay salan adalet adamlarınız insan içine çıkamaz olsun!
Ülkenin ekonomisini, tarımını, eğitimini, adaletini, politik atmosferini çürütüp o talanın, yağmanın üstüne saraylar kurup şatafatlı hayatlarını bir halt sanıp zevk u sefa sürenlere yuf olsun!
Bu çürüme, bu leş düzen, bu koku sizin eserinizdir. Ahlakınız belanızı versin!