Devletler Saraylarla, Soytarılarıyla, Parayla Değil “Ahlak” ile Yönetilirse Devlet Olur Sayın Abim!
Alkol tüketerek ahlaklı
olunmayacağı gibi alkol içmeyenler de ahlaklı değildir dünyanın her yerinde!
İnsan süt içmekte de rakı, bira, su,
ayran içmekte de özgürdür ve bu durumun ahlakla ilgisi yoktur.
Bazı dinlerde, bazı içecekler,
yiyecekler günah olabilir; onları tüketmek de o inanca sahip kişilerin bileceği
iştir; birtakım tipler bu içecekleri, içeceklerin, yiyeceklerin satılmasını
yasaklayarak ahlak sahibi olduklarını sanıyorlarsa fevkalade yanılıyorlardır.
Düşmanlar, dünyanın her yerinde devletlerin
savunma sanayine saldırırlar elbet!
Devletler, devlet adamı olacak
tipler gerçekten kandırılmazlar; başlarındaki tuhaf tipler kandırıldık
diyebilirler ama gerçekten devletler, hakiki devlet adamları kandırılabilmezler.
Niye çünkü devlet denilen yapının
içinde devlet adamı olacak tiplerin kandırılmalarını engelleyecek istihbarat,
ordu, emniyet gibi kurumları, kuruluşları vardır.
Bu makamlara “ahlaklı” kişiler
getirilmeli ki devletler uzun ömürlü örgütlenmeler, kurumlar, kuruluşlar
olsunlar.
Yoksa o koltuklara tebelleş olan zıvrığı
çıkık kişiler o yapıyı çürütebilirler, “ahlak, liyakat, erdem” çürürse de elde
kalan yapıya “devlet” denilmez!
Hele ki devletlerin “şirket, aile
şirketi, anonim şirket” gibi yönetilebileceğini sanan birtakım sağcı tipler, emperyalizm
tarafından beslenir, milliyetçi, dinci, kinci, gerici soslarla bu tiplerin
eline bir de bayrak ve gaz verilirse o devletler içten çökertilebilir; hatta bu
edepsiz tipler kendilerinden olmayan herkesi “teröristlikle, vatan hainliği ile”
suçlayabilirler kendi hainliklerine bakmadan.
Bazı ahlaktan yoksun kişiler daha
fazla para kazanmak için savunma sanayilerinden kârlı ihaleler almak için
çırpınıp durur.
Dahili bedhahlar savunma sanayiinin
çok önemli fabrikalarını özel bir şirkete, hatta başka bir ülkeye bile peşkeş
çekebilirler.
Üstelik bu tipler çirkeflik yapıp
bu suçu yüzlerine vuranları, vatan hainliği ile suçlayabilecek kadar arsızlaşabilirler.
Üstelik bu yağmayı, bu talanı “Projelerimize alçakça, sinsice saldırıyorlar.” diye
suç bastırma çirkefliği yapabilirler.
Kendi savunma sanayini zayıflatmaya
çalışıp, başka ülkelere satmaya çalışanlar şüphesiz ki hiç de masum olmayan
tiplerdir ki bunların vatanla, bayrakla, milletle kurdukları tek bağ,
cukkalarını doldurmak, banka hesaplarında para istiflemek, saraylarında sülale
boyu zevk u sefa içinde yaşamaktır.
Misal Angela Merkel gibi ahlak sahibi
gerçek dünya liderleri, devlet bütçelerinin o kadar avro fazla vermesine rağmen
şu paralardan Varlık Fonu kurayım da hısım akrabayı ihya etmek için şirket
kurdurayım, sonra o fondaki paraları da onlarla bir güzel yiyelim, şahsımıza
millet sarayları yapalım, eniklerime de çifter çifter maaş vereyim, altlarına
da Mercedes marka makam araçları çekeyim, fakir dünya da ihtişam neymiş, itibar
nasıl olurmuş görsün diye kof kof açıklamalar yapmaz.
Platon’dan beri kurulan devletlerin
çoğu ahlaklı devlet kişileri tarafından kurulmuş; ahlaksız devlet kişilerinin
neticelerinden uydurdukları sistem sandıkları ahlaksız düzen nedeniyle de
yıkılmıştır.
Devletleri yönetmek için her şeyden
önce ahlak gerek sayın abim, ahlak!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder