Top Sakalından Korkan Yobaz Hakim Mehmet Yoylu'nun 15 cm Diz Üstü Hukuk Artistliği!
Yobazın fikri bozuk olunca zikri de hukuku da mini etek tipi hukuka bile benzeyemiyor azizim!
Kayınpeder-Damat tipi yeni saraycıl rejimde hukukla, kanunla, yasayla, yönetmelikle, adaletle yapacak işleri kalmayınca, yobaz avukatları kadın avukatların etek boyuna takıyor azizim!
Yeni Türkiye tipi gugukçuların verdikleri kararlarda, YSK İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin yenilenmesi dahil, şort kadar hatta bikini kadar bile adalet çıkamıyor:)
Hakim olacak yobaz, başka avukatlardan da küsküyü yeyince de bir koşu WC'ye gidip top sakallarını kestikten sonra pelikan tarzı bıyıklarını saldıkça salıyor!
Yobaz soyu, kendi yobaz algısınca, "Senin gibi hanım avukata bu etek yakışıyor mu, avukatlık mevzuatına dizinin 15 cm üzeri uyuyor mu?" diye de tutanak tutturuyor arlanmadan, hicap duymadan!
Yetinmeyip adliyenin yazı işleri müdürünü duruşma salonuna çağırıp ona da eteğin "örf ve adete" uygun olmayan boyu hakkında fikrini somaktan ar, hicap, adap, ahlak kaygısı hissetmeden tutanak altına alabiliyor!
Daha ileri gidip akıllı telefonu ile avukatın eteğinin diz üstü fotoğrafını çekip Baro'ya gönderelim mi diye soruyor!
Emir aldıkları saray şahsı, vekilin, bakanın pelikan bıyıklısını sevdiği gibi yobaz hakimin de bıyıklısını seviyor olabilir eyy yobaz hakim Mehmet Yoylu kişisi! Eski Türkiye'de koç yiğit Köroğlu 'nun mert oğlu mert düşman Hoylu Bey'i vardı! Yeni Türkiye'nin paçasından yolsuzluk, rüşvet, torpil akan soysuz kişilerine ve yobaz hakim Mehmet Yoylu kişisie kaldık!
Yobaz hakim belli ki "adalet bakanı" olmak istiyor, şayet yapmayacaklarsa YSK başkanlığına yobazlığının etek boyunu, laik top sakal düşmanlığını Guguk Sistemimize ibret-i alem için göstermek istemiş olabilir!
Avukat Tuğçe Çetin beyanda bulunacağı sırada, mahkeme yobaz hâkimi Mehmet Yoylu duruşma hakimlerine "Ankara Barosu avukatına küpe yakışıyor mu?" diye abuklamış, avukat Davutoğlu, “Hâkime ‘ne diyorsunuz’ diyebilmiş olabilir!
Adalet mülkün temelidir kardeşim! Hırsızın adaletlisi hırsızın fıtratına ters bir kere!
Bu millet bu yobazları o koltuklara kürekle koymadı ya?
Adaleti çürüttüler kendi imanlarınca tövbe istiğfar edince Türkçesini anlamayı hiç düşünmedikleri kutsal kitapları Kuran'ı Kerim'e göre günahlarının affedileceğini zannediyorlar
Biz atayizler kadar okuyamıyorsanız az ahlaklı olun be birader!
Lö Çorumlu Çapulzadenin Kızıl Hiciv Günnüğü! Leblebilerimiz Kırık, Şövalyemiz Kızıldır Abiler! Kahrolun yel değirmenleri! Savulun şarap çuvalları! Kaçılın ak koyunlar! Senyora Dulcenia Ablamıza Selam Olsun! Bir Sancho Panza'mız bile yok anlıyor musun?
30 Mayıs 2019 Perşembe
29 Mayıs 2019 Çarşamba
Tam Olarak Bir Gerekçe Bulamadılarsa da Hırsızsız, Suçlusuz Oy Çalma Hadisesi Olmuş Olabilir!
YSK'nin gerekçeli mazbata çalma kararı şeklinde tam 250 sayfa guguk devleti salatası...
Ortaya karışık, mühürsüz pusulalısı, memursuz başkanlı, kısıtlı seçmen oy kullandı goygoylu kokteyl gerekçeli olsa da tam olarak tam kanunsuzluk gerekçesi bulamayan gerekçe zırvası!
Post-turth nedir, yerli ve millî guguk devleti zırvasının zirvesi!
7 asil üye tam zırva yapamıyorsa 4 hukuk herifi ile über zırva zirvesi!
Yeni Türkiye tipi hakim olacak yobazı, avukatın etek boyunu örfî avukat etek boyuna münasip bulmuyor
Eski Türkiye'deki Fetötist hakimler gidince başka cemaatlerden yobaz hakim mi olamayacak?
Memur olmayan 764 kişi sandık başkanı olmuş ama 4'ü haricinde oylarda bir şaibe yok!
4 sandıkta Binali Yıldırım mağdur kişisine fazla yazma hadisesi var, hırsızlık yok!
Bağcılar 4002 nolu sandıkta 1 oy, Fatih 1119 nolu sandıkta 2 oy, Adalar 1029 nolu sandıkta 2 oy, Bağcılar 1069 nolu sandıkta 4 oy Ak Parti'sinin Binali Yıldırım adlı adayına 8 oy fazla olduğu için seçimin 4'te 1'i iptal işte!
Her türlü mağdurum edebiyatı yapabiliyorlar!
Eser miktarda hukuk ülkesi kalmış gibi Meclis başkanlığından da istifa ettirildi!
YSK bu mağduriyete bir çözüm bulmuyor, yazıklar olsun!
Doğru düzgün okumayı, yazmayı, maus tutmayı, top atmayı bilmiyor, bu kadar yeteneksizlikle aziz milletimiz için neyler neyler yapabiliyor!
Oğlu kumarcı Erkan'ın gemicik filoları hariç!
Hukuk diline çalma olayını denk getiremeyince halk dilinde "Çok basit çaldılar!" deyiverdiler! Gerekçesiz gerekçeli kararda da oy çalma hırsızlığı olmayınca mantıklı bir yalan bile söyleyemiyorlar!
"Aziz milletimizin daha iyi anlaması için "çaldılar" diyesilermiş o gece demoralize olmamak için seçimi biz kazandık diye minik bir yalan söyleyivermiş haylaz!
Tam olarak anlayamayasalar da bir takım çalma hadisesiz çalma şeyleri olmuş oldu!
Memur olmayan sandık kurulu başkanlarının sanıklarında Ekrem İmamoğlu'na fazla mı oy yazmışlar, Binali Yıldırım'ınkileri eksik mi işaretlemişler YSK'nin 40 günde yazabildiği 250 sayfalık zırvada böyle bir cümle yok!
YSK'nin gerekçeli mazbata çalma kararı şeklinde tam 250 sayfa guguk devleti salatası...
Ortaya karışık, mühürsüz pusulalısı, memursuz başkanlı, kısıtlı seçmen oy kullandı goygoylu kokteyl gerekçeli olsa da tam olarak tam kanunsuzluk gerekçesi bulamayan gerekçe zırvası!
Post-turth nedir, yerli ve millî guguk devleti zırvasının zirvesi!
7 asil üye tam zırva yapamıyorsa 4 hukuk herifi ile über zırva zirvesi!
Yeni Türkiye tipi hakim olacak yobazı, avukatın etek boyunu örfî avukat etek boyuna münasip bulmuyor
Eski Türkiye'deki Fetötist hakimler gidince başka cemaatlerden yobaz hakim mi olamayacak?
Memur olmayan 764 kişi sandık başkanı olmuş ama 4'ü haricinde oylarda bir şaibe yok!
4 sandıkta Binali Yıldırım mağdur kişisine fazla yazma hadisesi var, hırsızlık yok!
Bağcılar 4002 nolu sandıkta 1 oy, Fatih 1119 nolu sandıkta 2 oy, Adalar 1029 nolu sandıkta 2 oy, Bağcılar 1069 nolu sandıkta 4 oy Ak Parti'sinin Binali Yıldırım adlı adayına 8 oy fazla olduğu için seçimin 4'te 1'i iptal işte!
Her türlü mağdurum edebiyatı yapabiliyorlar!
Eser miktarda hukuk ülkesi kalmış gibi Meclis başkanlığından da istifa ettirildi!
YSK bu mağduriyete bir çözüm bulmuyor, yazıklar olsun!
Doğru düzgün okumayı, yazmayı, maus tutmayı, top atmayı bilmiyor, bu kadar yeteneksizlikle aziz milletimiz için neyler neyler yapabiliyor!
Oğlu kumarcı Erkan'ın gemicik filoları hariç!
Hukuk diline çalma olayını denk getiremeyince halk dilinde "Çok basit çaldılar!" deyiverdiler! Gerekçesiz gerekçeli kararda da oy çalma hırsızlığı olmayınca mantıklı bir yalan bile söyleyemiyorlar!
"Aziz milletimizin daha iyi anlaması için "çaldılar" diyesilermiş o gece demoralize olmamak için seçimi biz kazandık diye minik bir yalan söyleyivermiş haylaz!
Tam olarak anlayamayasalar da bir takım çalma hadisesiz çalma şeyleri olmuş oldu!
Memur olmayan sandık kurulu başkanlarının sanıklarında Ekrem İmamoğlu'na fazla mı oy yazmışlar, Binali Yıldırım'ınkileri eksik mi işaretlemişler YSK'nin 40 günde yazabildiği 250 sayfalık zırvada böyle bir cümle yok!
28 Mayıs 2019 Salı
Halk Dilinde Çaldılar, Hukuk Dilinde Bir Gerekçe Bulamadılar Sayın Abim!
Hırsızlara imkan verilse neler neler çalmazlar? Öyle olmaz ya hani?
Devletin elinde avucunda kalmış fabrikalarını, limanlarını çalar da hukukî dilde özelleştirme diye karşılık bulup fakirlere müjdesini verirler!
Devlet hazinesinin dibini sıyırıp kendilerine düzine düzine Mercedes, filo filo uçak alıp yazlık kışlık saraylarına sülalece çöreklenip millet için millet sarayı demeyi marifet sayarlar!
Ama yine mağdur olurlar! Oy hırsızlığı varmış; ama hırsızları yokmuş!
Videolarını izlemişler, ellerinde görüntüleri olabilir, hatta zismet Berkan hıyarı kesinlikle izlemiştir!
Suçlular kim, hırsızlar nerede, kimlere, hangi cezaları verdiniz?
Gak guk, hık mık, ehem, pehem!
Şey dilinde çaldılar dedilerse de hukuk dilinin bir maddesine çalma hadisesini denk getiremediler!
Çaldılar ama nasıl çaldılarsa hırsızları ortada yok!
Eski Türkiye'de acındırırlarsa arsız ederlermiş, acıktırırlarsa hırsız!
Çok söylediler çok arsız oldular; ama aziz milletimizi aç bıraktılarsa da kendileri gibi hırsız yapamadılar!
Hukukî dilde gerekçeleri hiç yok!
Hırsız güçlü olursa mazbata sahibi suçlu olurmuş:))
Hile ile onulsa şeytan onardı bre gafil Müslüman!
Hilenin hurdanın harmanı mı olur?
Hırsız evden olunca öküzü bacadan çıkararırlarmış:) Hırsızlar, YSK'ye uzak olmaz!
Hırsızın dilinden hırsız anlar; biz anlamıyoruz ki soruyoruz?
Hırsız nerde, çalanlar kim, memur olmayan sandık kurullarının hilesi ne, ne kadar ceza aldılar?
Hırsızlar güçlü olursa ev sahibi suçlu olurmuş, mazbata sahibi kabahatli!
Tutulmayan hırsız, Beyden büyük olur!
Yavuz hırsız gerekçesiz seçim iptal ettirip mazbata sahibini bile bastırırmış!
Hırsızlara imkan verilse neler neler çalmazlar? Öyle olmaz ya hani?
Devletin elinde avucunda kalmış fabrikalarını, limanlarını çalar da hukukî dilde özelleştirme diye karşılık bulup fakirlere müjdesini verirler!
Devlet hazinesinin dibini sıyırıp kendilerine düzine düzine Mercedes, filo filo uçak alıp yazlık kışlık saraylarına sülalece çöreklenip millet için millet sarayı demeyi marifet sayarlar!
Ama yine mağdur olurlar! Oy hırsızlığı varmış; ama hırsızları yokmuş!
Videolarını izlemişler, ellerinde görüntüleri olabilir, hatta zismet Berkan hıyarı kesinlikle izlemiştir!
Suçlular kim, hırsızlar nerede, kimlere, hangi cezaları verdiniz?
Gak guk, hık mık, ehem, pehem!
Şey dilinde çaldılar dedilerse de hukuk dilinin bir maddesine çalma hadisesini denk getiremediler!
Çaldılar ama nasıl çaldılarsa hırsızları ortada yok!
Eski Türkiye'de acındırırlarsa arsız ederlermiş, acıktırırlarsa hırsız!
Çok söylediler çok arsız oldular; ama aziz milletimizi aç bıraktılarsa da kendileri gibi hırsız yapamadılar!
Hukukî dilde gerekçeleri hiç yok!
Hırsız güçlü olursa mazbata sahibi suçlu olurmuş:))
Hile ile onulsa şeytan onardı bre gafil Müslüman!
Hilenin hurdanın harmanı mı olur?
Hırsız evden olunca öküzü bacadan çıkararırlarmış:) Hırsızlar, YSK'ye uzak olmaz!
Hırsızın dilinden hırsız anlar; biz anlamıyoruz ki soruyoruz?
Hırsız nerde, çalanlar kim, memur olmayan sandık kurullarının hilesi ne, ne kadar ceza aldılar?
Hırsızlar güçlü olursa ev sahibi suçlu olurmuş, mazbata sahibi kabahatli!
Tutulmayan hırsız, Beyden büyük olur!
Yavuz hırsız gerekçesiz seçim iptal ettirip mazbata sahibini bile bastırırmış!
27 Mayıs 2019 Pazartesi
Gerçek Sanatçıların Çoğu Hiçbir İktidara Yaranmak İçin Soytarılık Etmediler!
Dali, Knut Hamsun, Necip Fazıl Kısakürek gibiler hariç!
Gerçekten sanatıyla birlikte var oluş mücadelesi veren sanatçılar dünyanın hiçbir yerinde de Türkiye'de de; tarihte de bugünde de...
Ne mutlu "Her şey çok güzel olacak!" demekten gocunmayan sanatçılara, sporculara, vatandaşa...
Üzülecek bir durum yok Beyfendi! Sevin ülke sanatçıları "güzellik" istiyor diye!
Saraylara soytarılar, dalkavuklar yaraşır, gerçek sanatçılar yaraşmaz!
"Her şey çok güzel olacak!" demenin arkası da önü de yanı da yöresi de sağı da solu da bellidir!
Öküz altında buzağı, horoz altında civciv, koç altında kuzu aramanın alemi yok!
Sanatçı, gerçekten sanatçıysa kralın, sultanın, diktatörün softasında karnını doyurmaz!
Saraylılardan, maaş, saz ihalesi almak, yönetim kurulu üyeliği kapmak, efendisi tarafından beğenilmek için sanatlarını sporlarını icra etmez.
Sanatçı sırça köşkünde ya da Boğaz'daki villasında yaşamıyorsa, aç kalmıyorsa bile halkının sofrasında halkının açlığını, tokluğunu, yokluğunu, varlığını, başına gelenleri, hayallerini gerçeklerini kendine dert edinir!
Jean-Paul Sartre, Fransa polisine taş attı, Cezayir işgalini engellemek için bildiri dağıttı, Fransız Komünist Partisi'nde komünistlik etti!
Dönemin başbakanı Charles De Gaulle, kendisini hapse attırıp Cezayir'in işgaline itiraz edenlere göz dağı verdirmek isteyenlere itibar etmedi.
De Gaulle, saray soytarısı olmayan, dönemin başbakanına yalakalık etmeyen Jean Paul Sartre'ye ceza vermek bir yana, Fransa'yı cezalandırmak olur diye etrafındaki yalakaları ciddiye almadı!
Gerçek Victor Hugo III. Napolyon'unu hışmından hiç çekinmedi, seve seve sürgüne gitti 18 yıl Brüksel'e, Chanel Adaları'na, Jersey'e, Gurnsey'e...
Tıpkı Namık Kemal'in burun sultan Abdülhamit'in hışmından hiç çekinmemesi gibi...
Şiiri Hürriyet Kasidesi, tiyatrosu Vatan yahut Silistre için Magosa'ya, Midilli'ye, Rodos'a, Sakız Adası'na sürgüne gönderilmesi gibi...
Çok güzel olacak şiirler, oyunlar, romanlar, öyküler, resimler, müzikler bizim mahallenin sanatçıları olmuş tarihte de şimdi de...
Sanatlarıyla olmasa da arabaları, villaları, paralarıyla konuşan saray ünlüleri sizin olsun!
Gerçek sanatçılar hep bizimdir, hep bizimle güzel olacaklar!
Dali, Knut Hamsun, Necip Fazıl Kısakürek gibiler hariç!
Gerçekten sanatıyla birlikte var oluş mücadelesi veren sanatçılar dünyanın hiçbir yerinde de Türkiye'de de; tarihte de bugünde de...
Ne mutlu "Her şey çok güzel olacak!" demekten gocunmayan sanatçılara, sporculara, vatandaşa...
Üzülecek bir durum yok Beyfendi! Sevin ülke sanatçıları "güzellik" istiyor diye!
Saraylara soytarılar, dalkavuklar yaraşır, gerçek sanatçılar yaraşmaz!
"Her şey çok güzel olacak!" demenin arkası da önü de yanı da yöresi de sağı da solu da bellidir!
Öküz altında buzağı, horoz altında civciv, koç altında kuzu aramanın alemi yok!
Sanatçı, gerçekten sanatçıysa kralın, sultanın, diktatörün softasında karnını doyurmaz!
Saraylılardan, maaş, saz ihalesi almak, yönetim kurulu üyeliği kapmak, efendisi tarafından beğenilmek için sanatlarını sporlarını icra etmez.
Sanatçı sırça köşkünde ya da Boğaz'daki villasında yaşamıyorsa, aç kalmıyorsa bile halkının sofrasında halkının açlığını, tokluğunu, yokluğunu, varlığını, başına gelenleri, hayallerini gerçeklerini kendine dert edinir!
Jean-Paul Sartre, Fransa polisine taş attı, Cezayir işgalini engellemek için bildiri dağıttı, Fransız Komünist Partisi'nde komünistlik etti!
Dönemin başbakanı Charles De Gaulle, kendisini hapse attırıp Cezayir'in işgaline itiraz edenlere göz dağı verdirmek isteyenlere itibar etmedi.
De Gaulle, saray soytarısı olmayan, dönemin başbakanına yalakalık etmeyen Jean Paul Sartre'ye ceza vermek bir yana, Fransa'yı cezalandırmak olur diye etrafındaki yalakaları ciddiye almadı!
Gerçek Victor Hugo III. Napolyon'unu hışmından hiç çekinmedi, seve seve sürgüne gitti 18 yıl Brüksel'e, Chanel Adaları'na, Jersey'e, Gurnsey'e...
Tıpkı Namık Kemal'in burun sultan Abdülhamit'in hışmından hiç çekinmemesi gibi...
Şiiri Hürriyet Kasidesi, tiyatrosu Vatan yahut Silistre için Magosa'ya, Midilli'ye, Rodos'a, Sakız Adası'na sürgüne gönderilmesi gibi...
Çok güzel olacak şiirler, oyunlar, romanlar, öyküler, resimler, müzikler bizim mahallenin sanatçıları olmuş tarihte de şimdi de...
Sanatlarıyla olmasa da arabaları, villaları, paralarıyla konuşan saray ünlüleri sizin olsun!
Gerçek sanatçılar hep bizimdir, hep bizimle güzel olacaklar!
26 Mayıs 2019 Pazar
Yassı Demokrasi, Ucube Ada, Özgür Şantiyecilerin Yağma Rejimi!
Laiklikten eser bırakmadılar, cumhuriyet kazanımları yamyassı...
Talancıların, çalancıların, ihyacıların yağma düzeni hep dikine mimarili!
Beton kafaların beton adası, demokrasi ve özgürlük janjanlı...
Yeni Türkiye Demokrasi ve Özgürlükler Adası, Keçiören Belediyesi mimari ekolünden...
Ağaç yok, çiçek yok, taş var, beton kafaların adayı betona boğması var!
Düz demokrasi anayasası darmaduman, seçim ahlakı yerle bir...
Şirretlik, çirkeflik, yüzsüzlük, suç bastırma manşetlerinden, ekranlarından akıyor, zevk u safa sürdükleri saraylarından taşıyor!
Şekilsiz hukuk, dokunulmaz hırsızlar, sandık iradesi tanımaz mendeburlar rejimi!
Eğri büğrü adalet, yalap şap 250 sayfa YSK gerekçesizlik kararı!
Gugukrasi rejiminde gerekçeli kararda yazan şeylerin ne önemi var?
Zât-ı şahaninin tevdî ettiği gibi karara imza atmayan YSK heriflerinin gerekçesiz gerekçeleri, hukuk sisteminin ağzı yüzü dağıldığı için zât-ı şahaninin dişine felan dokunmuyor!
Millet saraylarımız tamam, millet külliyelerimiz, millet camilerimiz, millet Mercedeslerimiz tastamam!
Bir Demokrasi ve Özgürlük adamız eksikti o da zât-ı şahanimiz sayesinde aziz bungolov, aziz otel, aziz restaurant sahiplerine nasip oldu!
1200 kişilik Demokrasi ve Özgürlük Camisi Müslüman aleminin imanına destan!
Amfi tiyatrosu eksik ama olsun, zât-ı şahaninin havadan süzülürken işaret ettiği yer münasip olur!
İstanbul kobra lalesi 3. Havaalanı eserinin gökyüzünden 1 parmak ile işaret edilmesi gibi!
Jeoloji mühendisliği, inşaat mühendisliği, meteoroloji mühendisliği nedir yani?
Onlar ki cami bahçesindeki ağaca, çiçeğe de düşman!
Akarsuya, meyve bahçesindeki ağaca, Gezi Parkı'ndaki kuşlara, kedilere, köpeklere düşman, gençlere düşman!
Onlar ki sana düşman bana düşman...
Serpilip gelen hayata düşman...
Ölüm vurdu damgasını abul yüzlerine!
Çürüyen adalet, dökülen hukuk, kokuşmuş hürriyet!
Ve yıkılıp gidecekler elbet, dünyanın tüm faşistleri gibi!
Laiklikten eser bırakmadılar, cumhuriyet kazanımları yamyassı...
Talancıların, çalancıların, ihyacıların yağma düzeni hep dikine mimarili!
Beton kafaların beton adası, demokrasi ve özgürlük janjanlı...
Yeni Türkiye Demokrasi ve Özgürlükler Adası, Keçiören Belediyesi mimari ekolünden...
Ağaç yok, çiçek yok, taş var, beton kafaların adayı betona boğması var!
Düz demokrasi anayasası darmaduman, seçim ahlakı yerle bir...
Şirretlik, çirkeflik, yüzsüzlük, suç bastırma manşetlerinden, ekranlarından akıyor, zevk u safa sürdükleri saraylarından taşıyor!
Şekilsiz hukuk, dokunulmaz hırsızlar, sandık iradesi tanımaz mendeburlar rejimi!
Eğri büğrü adalet, yalap şap 250 sayfa YSK gerekçesizlik kararı!
Gugukrasi rejiminde gerekçeli kararda yazan şeylerin ne önemi var?
Zât-ı şahaninin tevdî ettiği gibi karara imza atmayan YSK heriflerinin gerekçesiz gerekçeleri, hukuk sisteminin ağzı yüzü dağıldığı için zât-ı şahaninin dişine felan dokunmuyor!
Millet saraylarımız tamam, millet külliyelerimiz, millet camilerimiz, millet Mercedeslerimiz tastamam!
Bir Demokrasi ve Özgürlük adamız eksikti o da zât-ı şahanimiz sayesinde aziz bungolov, aziz otel, aziz restaurant sahiplerine nasip oldu!
1200 kişilik Demokrasi ve Özgürlük Camisi Müslüman aleminin imanına destan!
Amfi tiyatrosu eksik ama olsun, zât-ı şahaninin havadan süzülürken işaret ettiği yer münasip olur!
İstanbul kobra lalesi 3. Havaalanı eserinin gökyüzünden 1 parmak ile işaret edilmesi gibi!
Jeoloji mühendisliği, inşaat mühendisliği, meteoroloji mühendisliği nedir yani?
Onlar ki cami bahçesindeki ağaca, çiçeğe de düşman!
Akarsuya, meyve bahçesindeki ağaca, Gezi Parkı'ndaki kuşlara, kedilere, köpeklere düşman, gençlere düşman!
Onlar ki sana düşman bana düşman...
Serpilip gelen hayata düşman...
Ölüm vurdu damgasını abul yüzlerine!
Çürüyen adalet, dökülen hukuk, kokuşmuş hürriyet!
Ve yıkılıp gidecekler elbet, dünyanın tüm faşistleri gibi!
25 Mayıs 2019 Cumartesi
Mart Şubattan, Nisan Marttan, Mayıs Nisandan İVME'li Olacak Damat Paketi!
Kayınpederi "Herkes iş bulacak diye bir şey mi var yieaa?" diye işsizleri terslese de Damat haziranın cari fazlasını marttan martı nisandan nisanı mayıstan daha ivmeli hissediyor!
Kuru soğan ile patates ile ekonomimize saldıran ekonomi teröristlerinin lobilerini haziran ayında tarlalardan, bahçelerden püskürtemezler mi? Bu milletin ekonomisini kuru soğan, patates, çarliston biberi, patlıcan ile yıkacaklarını sandı gafiller!
Zât-ı şahaninin yerli ve aşırı Türk tipi "Faiz sebep enflasyon neticedir!" tekniği ile şaha kaldırdıkları yerli ve millî ekonomimizin kuru soğan, patates, çarliston biber, patlıcan neyim üretebilen süper gücünü tüm dünyaya gösterdiler! Yeni Türkiye patates, kuru soğan, patlıcan üretebilen ekonomi kudretine sahip artık!
İleri, verimli, millî ve endüstrili neyim süper janjanlı bir paket daha anons etmeleri nankör fakirlerin neyine yetmiyorsa?
İşsizlikte en kötüsü geride kalmış, önümüzdeki haziran, temmuzdan; temmuz ağustostan daha kötü olabilir düz mantık olarak!
YEM'leme yapmıyorlar, YEP'lemeden daha deyişik, daha deyişik bi şiiii!
İ.V.M.E. piiiuvvv! Yan yana gelince çabuk, tez, acele anlamına da gelecek!
1 yıldan daha az bir sürede enflansyonu %15.8'den %20'ye; Müslümanın imanına halel getirmeyen faizini %17.75'ten % 24'e; yerli ve millî işsizliği %10'dan % 14.7'ye getirmek ekonomi dehası ister ki damatta ve kayınpederinde fazlasıyla mevcut!
Kayınpederinin kendi şahsına tevdî ettiği 6 aylık ekonomi kursunda "Oraları bakın çok önemli!" olan neyleri neyleri öğrenmese aziz milletimizin hali ne olurdu?
2018 dolar kuru 3.76 Türk lirası, 2019 dolar kuru 6.15 Türk lirası...
Her şey daha ivmeli olacakmış, burası Türkiye herkese iş var! projesini şak diye yaydılar!
Kampanyası çok kolay, icraası çok da mühim değil! Seçim öncesi ver ayarı gitsin!
Hem iki üniversite bitirmiş hanıma, hem kocasına iş bulunacak diye bir şey var mı? Avrupa'da bile yok! Kocasının işi olduğuna dua edeceği yerde hanım başıyla iş istiyor benim türbanlı nankör hanım kardeşim!
Avrupa'daki asgari ücretten haberleri yok da emeklilik yaşından da mı haberiniz yok fakirler?
Hain sermaye sınıfı ve patronlar yanlarına 40-50 çalışan daha alsalar işsizlik felan kalmayacak!
Faiz sebep, enflasyon neticedir teoremi işsizliği de çözecek değil ki!
Emeklilikte yaşa takılanların tazminatı, işsizlik fonundaki sadece işsizlere ödenmesi gereken paralar, 3600 ek gösterge, istihdam, insanî asgarî ücret gibi şeyler damat ve kayınpeder ekonomi anlayışının fıtratına ters bee!
Kayınpederi "Herkes iş bulacak diye bir şey mi var yieaa?" diye işsizleri terslese de Damat haziranın cari fazlasını marttan martı nisandan nisanı mayıstan daha ivmeli hissediyor!
Kuru soğan ile patates ile ekonomimize saldıran ekonomi teröristlerinin lobilerini haziran ayında tarlalardan, bahçelerden püskürtemezler mi? Bu milletin ekonomisini kuru soğan, patates, çarliston biberi, patlıcan ile yıkacaklarını sandı gafiller!
Zât-ı şahaninin yerli ve aşırı Türk tipi "Faiz sebep enflasyon neticedir!" tekniği ile şaha kaldırdıkları yerli ve millî ekonomimizin kuru soğan, patates, çarliston biber, patlıcan neyim üretebilen süper gücünü tüm dünyaya gösterdiler! Yeni Türkiye patates, kuru soğan, patlıcan üretebilen ekonomi kudretine sahip artık!
İleri, verimli, millî ve endüstrili neyim süper janjanlı bir paket daha anons etmeleri nankör fakirlerin neyine yetmiyorsa?
İşsizlikte en kötüsü geride kalmış, önümüzdeki haziran, temmuzdan; temmuz ağustostan daha kötü olabilir düz mantık olarak!
YEM'leme yapmıyorlar, YEP'lemeden daha deyişik, daha deyişik bi şiiii!
İ.V.M.E. piiiuvvv! Yan yana gelince çabuk, tez, acele anlamına da gelecek!
1 yıldan daha az bir sürede enflansyonu %15.8'den %20'ye; Müslümanın imanına halel getirmeyen faizini %17.75'ten % 24'e; yerli ve millî işsizliği %10'dan % 14.7'ye getirmek ekonomi dehası ister ki damatta ve kayınpederinde fazlasıyla mevcut!
Kayınpederinin kendi şahsına tevdî ettiği 6 aylık ekonomi kursunda "Oraları bakın çok önemli!" olan neyleri neyleri öğrenmese aziz milletimizin hali ne olurdu?
2018 dolar kuru 3.76 Türk lirası, 2019 dolar kuru 6.15 Türk lirası...
Her şey daha ivmeli olacakmış, burası Türkiye herkese iş var! projesini şak diye yaydılar!
Kampanyası çok kolay, icraası çok da mühim değil! Seçim öncesi ver ayarı gitsin!
Hem iki üniversite bitirmiş hanıma, hem kocasına iş bulunacak diye bir şey var mı? Avrupa'da bile yok! Kocasının işi olduğuna dua edeceği yerde hanım başıyla iş istiyor benim türbanlı nankör hanım kardeşim!
Avrupa'daki asgari ücretten haberleri yok da emeklilik yaşından da mı haberiniz yok fakirler?
Hain sermaye sınıfı ve patronlar yanlarına 40-50 çalışan daha alsalar işsizlik felan kalmayacak!
Faiz sebep, enflasyon neticedir teoremi işsizliği de çözecek değil ki!
Emeklilikte yaşa takılanların tazminatı, işsizlik fonundaki sadece işsizlere ödenmesi gereken paralar, 3600 ek gösterge, istihdam, insanî asgarî ücret gibi şeyler damat ve kayınpeder ekonomi anlayışının fıtratına ters bee!
24 Mayıs 2019 Cuma
İnşallah Bu Sefer Hırsızlar Mühürlü Seçimi Çalamaz!
Maşallah ülkemizin hırsızlarının gözleri hep aç, hep aç!
Seçimlerin hakkını vermeseler de kanuna uydurulmuş hırsızlığın, yasal rüşvet yemenin, Kur'an'a uygun torpil yapmanın hakkını fazlasıyla verdiler!
Karılı kocalı, oğullu kızlı, damatlı dünürlü, enişteli görümlü, yeğenli dayılı maazallah çalmadıkları çırpmadıkları yemedikleri haltlar kalmadı!
Karınları tok, sırtları pek, banka hesapları şişik fesüphanallah!
Ankara, Adana, Antalya bu tip hırsızlardan illallah dese de İstanbullular yallah çekse de yüzsüz yüzsüz çirkeflik yapıp gitmemeyi marifet sanıyorlar!
Yüzleri kızarmayan, ar, hayâ nedir bilmeyen yüzsüz tipler hepsi!
Adamın googleden adını, su ve indirim kampanyasını, sloganlarını bile çalabilecek tıynetteler!
Eskiden ekranlara çıkıp cumadan cumaya cuma namazı eda ederlerdi, şimdi cumadan cumaya cami açıp saftirik cemaatin oyunu alabilmek için veriyorlar ayarı, veriyorlar ayarı!
Vatandaşların vergisiyle, tüyü bitmemiş yetimin hakkından çalarak cami açmayı marifet sayıyorlar!
Kur'an'ı Kerim'i atayizler kadar okumadıkları için cami açmakla Allah'a ev, ibadet edilecek mekan, mülk yaptıklarını sanıyorlar! Hem de seçim zamanlarında!
Tevbe Suresi 116. Ayet
"Hiç şüphesiz, göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, diriltir de, öldürür de. Size O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı."
Ya bu memleketi hırsızlara teslim etselerdi ne olurdu memleketin hali?
YSK ve 7 uyur + 4 hukuka yaramaz gugukçu herifleri var da hırsız olmayanlara seçim, sandık, kaptırmadılar, gerekçe göstermeden mazbatayı çaldılar!
Tuz koktu, ekmekler bozuldu, su çürüdü, toprak kurtlandı, adalet sıfırlandı, hukuk kalmadı!
Hırsızlar iş başında olsaydı aziz milletin asgari ücretlilerinin, emekli olmaya çalışanlarının iki üniversite bitirip iş bulamayan genç işsizlerin hali ne olurdu?
Hazineyi boşaltıp kendilerine saraylar, köşkler, villalar yaptırmazlar mıydı?
Devletin fabrikalarını, limanlarını, ormanlarını satıp yağmalarlardı!
Maaşallah aziz ülkemizin mümin hırsızlarına yok yok!
Saraylar, köşkler, villalar, konvoy konvoy Mercedesler, yağlı yerlerinden kelepir devlet ihaleleri...
Aziz milletimizin yerli ve millî hırsızlarına devlet aygıtı adaleti, hukuku, kanunu, nizamı dokunamıyor!
İnşallah bu kez memleketi hırsıza uğursuza teslim etmezler!
Maşallah ülkemizin hırsızlarının gözleri hep aç, hep aç!
Seçimlerin hakkını vermeseler de kanuna uydurulmuş hırsızlığın, yasal rüşvet yemenin, Kur'an'a uygun torpil yapmanın hakkını fazlasıyla verdiler!
Karılı kocalı, oğullu kızlı, damatlı dünürlü, enişteli görümlü, yeğenli dayılı maazallah çalmadıkları çırpmadıkları yemedikleri haltlar kalmadı!
Karınları tok, sırtları pek, banka hesapları şişik fesüphanallah!
Ankara, Adana, Antalya bu tip hırsızlardan illallah dese de İstanbullular yallah çekse de yüzsüz yüzsüz çirkeflik yapıp gitmemeyi marifet sanıyorlar!
Yüzleri kızarmayan, ar, hayâ nedir bilmeyen yüzsüz tipler hepsi!
Adamın googleden adını, su ve indirim kampanyasını, sloganlarını bile çalabilecek tıynetteler!
Eskiden ekranlara çıkıp cumadan cumaya cuma namazı eda ederlerdi, şimdi cumadan cumaya cami açıp saftirik cemaatin oyunu alabilmek için veriyorlar ayarı, veriyorlar ayarı!
Vatandaşların vergisiyle, tüyü bitmemiş yetimin hakkından çalarak cami açmayı marifet sayıyorlar!
Kur'an'ı Kerim'i atayizler kadar okumadıkları için cami açmakla Allah'a ev, ibadet edilecek mekan, mülk yaptıklarını sanıyorlar! Hem de seçim zamanlarında!
Tevbe Suresi 116. Ayet
"Hiç şüphesiz, göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, diriltir de, öldürür de. Size O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı."
Ya bu memleketi hırsızlara teslim etselerdi ne olurdu memleketin hali?
YSK ve 7 uyur + 4 hukuka yaramaz gugukçu herifleri var da hırsız olmayanlara seçim, sandık, kaptırmadılar, gerekçe göstermeden mazbatayı çaldılar!
Tuz koktu, ekmekler bozuldu, su çürüdü, toprak kurtlandı, adalet sıfırlandı, hukuk kalmadı!
Hırsızlar iş başında olsaydı aziz milletin asgari ücretlilerinin, emekli olmaya çalışanlarının iki üniversite bitirip iş bulamayan genç işsizlerin hali ne olurdu?
Hazineyi boşaltıp kendilerine saraylar, köşkler, villalar yaptırmazlar mıydı?
Devletin fabrikalarını, limanlarını, ormanlarını satıp yağmalarlardı!
Maaşallah aziz ülkemizin mümin hırsızlarına yok yok!
Saraylar, köşkler, villalar, konvoy konvoy Mercedesler, yağlı yerlerinden kelepir devlet ihaleleri...
Aziz milletimizin yerli ve millî hırsızlarına devlet aygıtı adaleti, hukuku, kanunu, nizamı dokunamıyor!
İnşallah bu kez memleketi hırsıza uğursuza teslim etmezler!
23 Mayıs 2019 Perşembe
Kendini Tek Kişilik Millet Sanan Bay Recep'in Emir Demiri Keser, Hukuku Guguklatır, Gugukçuyu 250 Sayfa Geveletir Rejimi!
Bay Kemal Bay Kemal diye diye İstanbul'a baybay deyince, arpalıklarında eskisi gibi arpa dişleyemeyeceklerini anlayınca YSK marifetiyle Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını Cin Ali'nin de dediği gibi "Çok basit çaldılar!"
SS'in de dediği gibi hukuki olarak direk çaldılar diyemezlermiş, işbu nedenle 250 sayfalık laf salatasını gecikmeli olarak aziz milletimizin önüne koydular!
Gerekçeli bir şeyler olmuş gibi olmuş ama tam olarak 7 YSK uyur hakimi gerekçelerini tam olarak uyduramayınca zırvalamışlar işte!
Sandık kurullarının oluşturulmasında tam kanunsuzluk varmış ama "çeyrek seçim iptalinin"
250 sayfalık kararda 1 satır, 1 paragraf, 1 sayfa yeri yok!
Kokteyl terör gibi, kokteyl gerekçe bulmaya çalışmışlar!
Mühürsüz pusulalar, zarflar bile varmış, YSK'nin 7 uyurlar hakimi buna nasıl müdahale etmesin?
754 sandık kurulu başkanı memur değilmiş, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da, Edirne'de kaç sandık kurulu başkanı memur değildi? Bir önceki seçimlerde aynı kişiler neden kabul?
Bunlardan kaçı hangi hukuksuzlukları yapmış, Ekrem İmamoğlu lehine Binali Yıldırım aleyhine nasıl işlem yapmışlar, 1 satır mantıklı, hukuklu yanıt yok!
Sandık sandık hesabını sorar hukuk devleti dediğin birader!
Sayım döküm cetveli olmayan 18, sayım döküm cetvelinde imza olmayan 90 sandık...
90 sandığın 86 tanesinde tutanaklar ile sayım döküm cetvellleri aynı; 4 sandıkta farklı...
Bağcılar 4002 nolu sandıkta 1 oy, Fatih 1119 nolu sandıkta 2 oy, Adalar 1029 nolu sandıkta 2 oy, Bağcılar 1069 nolu sandıkta 4 oy Ak Parti'sine fazla olduğu için seçimin 4'te 1'inin iptaline tam olarak bir gerekçe bulmuşlar işte!
Bu sandıklardaki oyların tamamını Ekrem İmamoğlu'na mı yazmışlar, Binali Yıldırım'a mı bilinmiyor değil!
Oy kullanma hakkı olmayan 706 kişi, 754 memur olmayan başkanların bulunduğu sandıklarda oy kullanmışlar? Hayırrrrr!
Sadece memur olmayan kişilerin başkan olduğu 3 sandıkta; Başakşehir 2306 nolu, Beşiktaş 1239 nolu ve Fatih 3205 nolu sandıkta...
Zât-ı şahaninin Ankara Garı Katliamındaki kokteyl terör örgütü zırvasından sonra bir gerekçe bulamasalar da 250 sayfada kesin bir gerekçe oldu galiba gevelemesi...
Bay Kemal Bay Kemal diye diye İstanbul'a baybay deyince, arpalıklarında eskisi gibi arpa dişleyemeyeceklerini anlayınca YSK marifetiyle Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını Cin Ali'nin de dediği gibi "Çok basit çaldılar!"
SS'in de dediği gibi hukuki olarak direk çaldılar diyemezlermiş, işbu nedenle 250 sayfalık laf salatasını gecikmeli olarak aziz milletimizin önüne koydular!
Gerekçeli bir şeyler olmuş gibi olmuş ama tam olarak 7 YSK uyur hakimi gerekçelerini tam olarak uyduramayınca zırvalamışlar işte!
Sandık kurullarının oluşturulmasında tam kanunsuzluk varmış ama "çeyrek seçim iptalinin"
250 sayfalık kararda 1 satır, 1 paragraf, 1 sayfa yeri yok!
Kokteyl terör gibi, kokteyl gerekçe bulmaya çalışmışlar!
Mühürsüz pusulalar, zarflar bile varmış, YSK'nin 7 uyurlar hakimi buna nasıl müdahale etmesin?
754 sandık kurulu başkanı memur değilmiş, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da, Edirne'de kaç sandık kurulu başkanı memur değildi? Bir önceki seçimlerde aynı kişiler neden kabul?
Bunlardan kaçı hangi hukuksuzlukları yapmış, Ekrem İmamoğlu lehine Binali Yıldırım aleyhine nasıl işlem yapmışlar, 1 satır mantıklı, hukuklu yanıt yok!
Sandık sandık hesabını sorar hukuk devleti dediğin birader!
Sayım döküm cetveli olmayan 18, sayım döküm cetvelinde imza olmayan 90 sandık...
90 sandığın 86 tanesinde tutanaklar ile sayım döküm cetvellleri aynı; 4 sandıkta farklı...
Bağcılar 4002 nolu sandıkta 1 oy, Fatih 1119 nolu sandıkta 2 oy, Adalar 1029 nolu sandıkta 2 oy, Bağcılar 1069 nolu sandıkta 4 oy Ak Parti'sine fazla olduğu için seçimin 4'te 1'inin iptaline tam olarak bir gerekçe bulmuşlar işte!
Bu sandıklardaki oyların tamamını Ekrem İmamoğlu'na mı yazmışlar, Binali Yıldırım'a mı bilinmiyor değil!
Oy kullanma hakkı olmayan 706 kişi, 754 memur olmayan başkanların bulunduğu sandıklarda oy kullanmışlar? Hayırrrrr!
Sadece memur olmayan kişilerin başkan olduğu 3 sandıkta; Başakşehir 2306 nolu, Beşiktaş 1239 nolu ve Fatih 3205 nolu sandıkta...
Zât-ı şahaninin Ankara Garı Katliamındaki kokteyl terör örgütü zırvasından sonra bir gerekçe bulamasalar da 250 sayfada kesin bir gerekçe oldu galiba gevelemesi...
22 Mayıs 2019 Çarşamba
Yeni Türkiye Gemicikçilerinin Giden Yolcuları! Süreleri Ha Bitti Ha Bitecek!
Ahmet Hakan onlara da süreyi hatırlatacak değil ya?
17 yılda inşa ede ede 1158 odalı saray, araç garantili ecdat köprüsü, hasta garantili şehir hastanesi binaları edince, büyük ve güçlü ülke olunmayacağını hissetmiş olabilirler!
Mızıkçı faşistlik yapıp aziz milletimizin zamanını, milli iradesini, hukukunu, adaletini, anayasasını, laikliğini, cumhuriyet kazanımlarını çalanları unutmuşuz gibi...
Ne mutlu ki biz onların gemilerine de gemiciklerine de hiç binmedik!
Saraylarının, villalarının, köşklerinin yollarını hiç bilmezük!
Alın teri dökmediğimiz ekmek, aş boğazımızdan hiç geçmedi!
Yolsuzluk, torpil, rüşvet, ihale fesatı nedir hiç bilmeyiz!
Hamasi nutuklar çekip din, etnik köken, dil, bayrak, vatan goygoyu yaparak siyasi rant peşine hiç düşmedik!
Atayiz olduysak da kendi emeğimizle Kur'an-ı Kerim'i, İncil'i okuduk, laf olsun, oy versinler, kendileri gibi dinci gerici bilsinler diye elimize alıp sallamadık!
Atayiz aklımızca önemli gördüğümüz yerlerini saygılı bir şekilde çizsek de not düşsek de hiç saygısızlık etmedik!
Tam 17 senelik zevk u sefa dönemlerinde tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı dahil devletin elinde avucunda hazinesinde ne varsa satmışlar savmışlar, özelleştirmişler, yemişler, içmişler şimdi her şeyi yedikten, sıfırı tükettikten, saraylarının, villalarının, köşklerinin duvarlarına bir güzel sıvadıktan sonra 82 milyon ile aynı gemide olduklarını akıllarına getirmişler!
Meğer hısım akraba, damat dünür, oğul kız, imam hatipten arkadaşları için değil de 82 milyon için çalışasıymışlar! Breh! Breh! Breh!
Kendilerine oy vermeyen herkes ya aynı gemicikte ya yine oy vermezse?
Farklı siyasi düşüncede olanlar aslında terörist değilmiş de aynı geminin yolcularıymış!
Kendilerine oy vermeyen Türkler, Kürtler, afedersin Ermeniler, kendi mezheplerinden olmayan başka Müslümanlar, Hıristiyanlar, Yahudiler, atayizler, aynı gemidelermiş aslında!
Devletin tüm limanlarını, fabrikalarını, şirketlerini sattıktan, hazineyi yağmaladıktan sonra gemiye bakmaya karar vermişler:))
Ahmet Hakan onlara da süreyi hatırlatacak değil ya?
17 yılda inşa ede ede 1158 odalı saray, araç garantili ecdat köprüsü, hasta garantili şehir hastanesi binaları edince, büyük ve güçlü ülke olunmayacağını hissetmiş olabilirler!
Mızıkçı faşistlik yapıp aziz milletimizin zamanını, milli iradesini, hukukunu, adaletini, anayasasını, laikliğini, cumhuriyet kazanımlarını çalanları unutmuşuz gibi...
Ne mutlu ki biz onların gemilerine de gemiciklerine de hiç binmedik!
Saraylarının, villalarının, köşklerinin yollarını hiç bilmezük!
Alın teri dökmediğimiz ekmek, aş boğazımızdan hiç geçmedi!
Yolsuzluk, torpil, rüşvet, ihale fesatı nedir hiç bilmeyiz!
Hamasi nutuklar çekip din, etnik köken, dil, bayrak, vatan goygoyu yaparak siyasi rant peşine hiç düşmedik!
Atayiz olduysak da kendi emeğimizle Kur'an-ı Kerim'i, İncil'i okuduk, laf olsun, oy versinler, kendileri gibi dinci gerici bilsinler diye elimize alıp sallamadık!
Atayiz aklımızca önemli gördüğümüz yerlerini saygılı bir şekilde çizsek de not düşsek de hiç saygısızlık etmedik!
Tam 17 senelik zevk u sefa dönemlerinde tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı dahil devletin elinde avucunda hazinesinde ne varsa satmışlar savmışlar, özelleştirmişler, yemişler, içmişler şimdi her şeyi yedikten, sıfırı tükettikten, saraylarının, villalarının, köşklerinin duvarlarına bir güzel sıvadıktan sonra 82 milyon ile aynı gemide olduklarını akıllarına getirmişler!
Meğer hısım akraba, damat dünür, oğul kız, imam hatipten arkadaşları için değil de 82 milyon için çalışasıymışlar! Breh! Breh! Breh!
Kendilerine oy vermeyen herkes ya aynı gemicikte ya yine oy vermezse?
Farklı siyasi düşüncede olanlar aslında terörist değilmiş de aynı geminin yolcularıymış!
Kendilerine oy vermeyen Türkler, Kürtler, afedersin Ermeniler, kendi mezheplerinden olmayan başka Müslümanlar, Hıristiyanlar, Yahudiler, atayizler, aynı gemidelermiş aslında!
Devletin tüm limanlarını, fabrikalarını, şirketlerini sattıktan, hazineyi yağmaladıktan sonra gemiye bakmaya karar vermişler:))
21 Mayıs 2019 Salı
Kobra Lalesi Kuleli İstanbul Havalimanının Dünyada Daha İyisi Yok Ödüllü!
Hem de Fethullah Gülen'e ,darbe girişiminin 1 numaralı şüpheli failine, çiftlik veren ve Papaz Brunson'u söke söke alan ABD ülkesinin küresel erişimi olan, sık seyahat eden, lüks tüketim yapan, premium yolculuk ve konaklama fırsatlarını deneyimleyen tüketicilere ulaşan aylık seyahat dergisi Global Traveler tarafından...
Premium kullar için İstanbul Lale kobrası kulesine sahip şah eser işte budur! Yeni söz, eski çamur, eski bataklık, eski soytarılar kağıdı...
Ne paralar, ne dolarlar, ne avrolar, ne işçi emeğini, alınterini, canını, kanını yuttu otel konforundaki havaalanı!
Şehrin içinden en yakın mesafesi, 21 km Kemerburgaz...
Otobüsle Pendik 97 km, Tepeüstü 91 km, Kadıköy 64 km, Beylikdüzü 52 km...
Yılda ortalama 107 günü fırtınalı geçince uçaklar Edirne ya da Kartal'a inse, 65 günü yoğun bulutlu olsa da!
Rüzgar da uçaklar iniş ya da kalkış yaparken yandan, burundan rüzgar ittirici...
Bazı pistlerin bir yanı yaklaşık 20 metre kalınlıkta kömür ocağı atıkları üzerinde iken, diğer yanı bir gölün üzerine rastlamakta...
Milletin şeyine koyucu Cengiz ve yiyici ortakları Kolin, Kalyon, roje başında zemin dolgusu için 90 metre için anlaşıp aziz devletimizi 60 metre dolguya ikna edici...
Cengiz'e 1.3 milyar dolarcığı 30 metrelik kâr ile cebine indirici...
Kömür ocak atıkları, çoğu yerde bir plan ve özel uygulama gözetilmeden gelişi güzel dökülmüş yığınlar şeklinde değiller artık!
Pistler, işte bu gevşek, düzensiz ve heyelanlı yığınların üzerinde oluşturulacak çok kalın dolgu zemin üzerine maalesef 90 metre değil 60 metre inşa edilmiş!
Neyseki 66 sulak alan üzerine yerine kelime değişikliği ile 66 su birikintisi diye dolgu usulü ÇED raporlu...
6 bin 172 hektarlık alan meşe ve kayın ormanlarıyla kaplı, 1'i doğal göl dolgusu üzerine kurulu...
Zemini havaalanı için deniz seviyesinden uygun yükseklikte olmasa da komşu dağın ağaçlarıyla birlikte dolgu malzemesi olarak kullanıp zemine gömülü...
İndikten sonra bavullara ulaşmak için 3- 4 km mesafe kat ettirici...
Havaalanı içinde biznıs klastan tekerlekli sandalye yol mesafesi 3.5 km...
Bavul teslim yerine kadar hizmet bedeli 50 TL
Uçak indikten sonra körüklere gelebilmek için bozkırda tam 15 dakika taksi yapmış ki hangi sarı taksi, büyükşehir belediyesinin hangi mavi taksisi uçağı karada geçe?
Hem de Fethullah Gülen'e ,darbe girişiminin 1 numaralı şüpheli failine, çiftlik veren ve Papaz Brunson'u söke söke alan ABD ülkesinin küresel erişimi olan, sık seyahat eden, lüks tüketim yapan, premium yolculuk ve konaklama fırsatlarını deneyimleyen tüketicilere ulaşan aylık seyahat dergisi Global Traveler tarafından...
Premium kullar için İstanbul Lale kobrası kulesine sahip şah eser işte budur! Yeni söz, eski çamur, eski bataklık, eski soytarılar kağıdı...
Ne paralar, ne dolarlar, ne avrolar, ne işçi emeğini, alınterini, canını, kanını yuttu otel konforundaki havaalanı!
Şehrin içinden en yakın mesafesi, 21 km Kemerburgaz...
Otobüsle Pendik 97 km, Tepeüstü 91 km, Kadıköy 64 km, Beylikdüzü 52 km...
Yılda ortalama 107 günü fırtınalı geçince uçaklar Edirne ya da Kartal'a inse, 65 günü yoğun bulutlu olsa da!
Rüzgar da uçaklar iniş ya da kalkış yaparken yandan, burundan rüzgar ittirici...
Bazı pistlerin bir yanı yaklaşık 20 metre kalınlıkta kömür ocağı atıkları üzerinde iken, diğer yanı bir gölün üzerine rastlamakta...
Milletin şeyine koyucu Cengiz ve yiyici ortakları Kolin, Kalyon, roje başında zemin dolgusu için 90 metre için anlaşıp aziz devletimizi 60 metre dolguya ikna edici...
Cengiz'e 1.3 milyar dolarcığı 30 metrelik kâr ile cebine indirici...
Kömür ocak atıkları, çoğu yerde bir plan ve özel uygulama gözetilmeden gelişi güzel dökülmüş yığınlar şeklinde değiller artık!
Pistler, işte bu gevşek, düzensiz ve heyelanlı yığınların üzerinde oluşturulacak çok kalın dolgu zemin üzerine maalesef 90 metre değil 60 metre inşa edilmiş!
Neyseki 66 sulak alan üzerine yerine kelime değişikliği ile 66 su birikintisi diye dolgu usulü ÇED raporlu...
6 bin 172 hektarlık alan meşe ve kayın ormanlarıyla kaplı, 1'i doğal göl dolgusu üzerine kurulu...
Zemini havaalanı için deniz seviyesinden uygun yükseklikte olmasa da komşu dağın ağaçlarıyla birlikte dolgu malzemesi olarak kullanıp zemine gömülü...
İndikten sonra bavullara ulaşmak için 3- 4 km mesafe kat ettirici...
Havaalanı içinde biznıs klastan tekerlekli sandalye yol mesafesi 3.5 km...
Bavul teslim yerine kadar hizmet bedeli 50 TL
Uçak indikten sonra körüklere gelebilmek için bozkırda tam 15 dakika taksi yapmış ki hangi sarı taksi, büyükşehir belediyesinin hangi mavi taksisi uçağı karada geçe?
Tütün İskelesindeki Bölücü Ak Armutlar da Neci?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Ermeni'siyle; Sünnî'siyle, Alevi'siyle, ataistiyle, Hıristiyan'ı, Yahudi'siyle bir bütün olmuyor mu ulan iskelenin ak armutları?
Ayrımcılık yaprak ülkeyi bölmek mi istiyorsunuz?
Bu ülkede Kürtler ve HDP'liler ve İYİ'liler vardır ulan, bölücü müsünüz nesiniz ak armutçular?
Kürtlerin yasal partisini yok sayıp Öcalan üzerinden İstanbul'daki Kürt oyları için prim yapmaya çalışmak bölücülüğün, ayrımcılığın, müflis tacirliğin dik âlasıdır!
Büyük ve güçlü ülke derken hısım akrabanın, damadının dünürünün, kızlarının oğullarının banka hesaplarındaki büyüklüğü ile övünmenin ölümü göze alacak Kızıl Elma ilgisi nedir ak armutgil?
Son Osmanlıların Kızıl Elmasının murat ettiği yer ile saray beslemesi akbuğulu saray Türklerinin bulundukları gemicik iskelesinin ne alakası var?
Yunan'ı denize mi döktününüz, İngiliz, İtalyan, Fransız emperyalistleri ülkeden mi kovdunuz?
Yoksa erken Cumhuriyetin ecdadınız yağmacı Osmanlının borçlarını öderken alınteriyle kurduğu fabrikaları, limanları, emperyalistlere mi satmadınız?
Yağmalamadığınız yerli millî nehir, orman, tarım arazisi kaldı mı?
Kaç yılda ne ürettiniz, kaç fabrika açtınız, hısmınızdan, akrabanızdan torpil yapamdığınız birisi kaldı mı? Yolsuzluk hırsızlık sayılmaz diye yobazınız Hayrettin'e fetva mı yazdırmadınız?
Kur'an'ı seçim meydanlarında elinize ve sizin gibi yaşamayıp sizin gibi düşunmeyenlere hakaretler yağdırdığınız dilinize mi almadınız? İçinden Bakara Sûresi bulup sabahl namazına müteakip kerizlediklerinize bir iki ayet mi sallamadınız?
17 yılda 48 milyar dolarlık yerli ve millî fabrika, tersne sattınız ulan!
Ekonomiyeye, güvenliğe saldırı dalgası olmuş da o nedenle ülke bu haldeymiş!
Siz çok iyi yönettiniz de hep bu dıj güjjlerin saldırı dalgası he mi?
Geçen sene 19 Mayıs için çelenk bırakmaya izin vermeyen, yürüyüşe izin vermeyip insanlara gaz sıkan dahili bedhahların kim olduklarını unutmadık ki biz hiç!
Atatürk heykelleri yerlerde sürüklenecek diyen Fesli Kadir nalları dikince arkasında saf tutan hainler hiç unutulmaz birader!
Devlet erkanının 19 Mayıs 1919'un 100. yılında bölücülük yapmamaya davet ediyorum!
19 Mayıs 2019 Pazar
Millet Fakr u Zarûret İçinde Harap ve Bîtap Düşmüş Olabilir!
Dünyadaki "cumhuriyet" rejimleri her ülkede olduğu gibi saltanatları, sultanları, padişahları, imparatorlukları, kralları, soytarılarını saraylarıyla birlikte yıkarak kurulmuştur ne mutlu ki!
Padişahın emriyle, sultanın gizli görevlendirmesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmamıştır ulan!
Milletin vergisiyle saraylar kurarak, çoluklarını çocuklarını, hısmını akrabasını, damatlarını, dünürlerini, imam hatipten arkadaşlarını, dinci gerici vakıflarını devletin parasıyla ihya ederek, devletin hazinesinin dibini sıyırarak kurulan rejimlerin adı "cumhuriyet" kalsa da cumhuriyet denilmez!
Memleket içinde iktidara sahip olanlar, gaflet, delalet hatta hıyanet içinde bir takım faaliyetlerde bulunabiliyor ki ülkenin kurucu iradesi yıllar öncesinden gençliğe söylemiş.
Millî iradeye saygısızlık edenler, daha önce mühürsüz oyları geçerli saydırdıkları yetmiyormuş gibi şimdi de gerekçeli bir karar bulamadan seçim iptal edebilecek cüreti gösterebiliyor!
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a Bandırma Vapuru ile kelle koltukta çıkarma yapmasını Osmanlının herhangi bir subayından herhangi birisi de oydu diye zırvalıyorlar!
Aynı saray Osmanlısı, işgalci İngilizlerle, Fransızlarla, İtalyanlarla bir olup, zamanının kendi sözde Şeyhülislam Efendilerinden Mustafa Kemal Atatürk'ün idamı caizdir diye mühürlü fetvasını alıp Anadolu'ya dağıtmamışlar gibi...
Yine aynı Osmanlı sarayından padişah Vahdettin imzalı, mühürlü fermanı alarak Mustafa Kemal Atatürk için idam kararı çıkarmamışlar gibi...
İstikbalde dahi bizi bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahlar oluyor. Bugün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düştüysek, vazifeye atılmak için, içinde bulunduğumuz vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceğiz!
Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklal ve cumhuriyete kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün fabrikaları özelleştirilmiş, bütün tersaneleri satılmış, bütün ordusuna sızılmış ve memleketin her köşesi yağmalanmış olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifemiz, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni yağmacılardan, talancılardan, vurguncuları kurtarmaktır!
Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki kırmızı sıvıdan ziyade sınıf dayanışmasındadır!
Akıl, bilim, sanat, kültür, üretim, sağlık, eğitim ve eşit bölüşümdedir!
Dünyadaki "cumhuriyet" rejimleri her ülkede olduğu gibi saltanatları, sultanları, padişahları, imparatorlukları, kralları, soytarılarını saraylarıyla birlikte yıkarak kurulmuştur ne mutlu ki!
Padişahın emriyle, sultanın gizli görevlendirmesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmamıştır ulan!
Milletin vergisiyle saraylar kurarak, çoluklarını çocuklarını, hısmını akrabasını, damatlarını, dünürlerini, imam hatipten arkadaşlarını, dinci gerici vakıflarını devletin parasıyla ihya ederek, devletin hazinesinin dibini sıyırarak kurulan rejimlerin adı "cumhuriyet" kalsa da cumhuriyet denilmez!
Memleket içinde iktidara sahip olanlar, gaflet, delalet hatta hıyanet içinde bir takım faaliyetlerde bulunabiliyor ki ülkenin kurucu iradesi yıllar öncesinden gençliğe söylemiş.
Millî iradeye saygısızlık edenler, daha önce mühürsüz oyları geçerli saydırdıkları yetmiyormuş gibi şimdi de gerekçeli bir karar bulamadan seçim iptal edebilecek cüreti gösterebiliyor!
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a Bandırma Vapuru ile kelle koltukta çıkarma yapmasını Osmanlının herhangi bir subayından herhangi birisi de oydu diye zırvalıyorlar!
Aynı saray Osmanlısı, işgalci İngilizlerle, Fransızlarla, İtalyanlarla bir olup, zamanının kendi sözde Şeyhülislam Efendilerinden Mustafa Kemal Atatürk'ün idamı caizdir diye mühürlü fetvasını alıp Anadolu'ya dağıtmamışlar gibi...
Yine aynı Osmanlı sarayından padişah Vahdettin imzalı, mühürlü fermanı alarak Mustafa Kemal Atatürk için idam kararı çıkarmamışlar gibi...
İstikbalde dahi bizi bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahlar oluyor. Bugün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düştüysek, vazifeye atılmak için, içinde bulunduğumuz vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceğiz!
Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklal ve cumhuriyete kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün fabrikaları özelleştirilmiş, bütün tersaneleri satılmış, bütün ordusuna sızılmış ve memleketin her köşesi yağmalanmış olabilir.
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifemiz, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti'ni yağmacılardan, talancılardan, vurguncuları kurtarmaktır!
Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki kırmızı sıvıdan ziyade sınıf dayanışmasındadır!
Akıl, bilim, sanat, kültür, üretim, sağlık, eğitim ve eşit bölüşümdedir!
18 Mayıs 2019 Cumartesi
Ülkemizi İçeriden Vuran Hainler! Parayer Yapı İttifakları!
Ülkemizi içeriden vuran hainler, devletin gizli sırlarının bulunduğu "kozmik odanın" anahtarını ABD İslamcıları Fetötist savcılara teslim ettiler de hiç hesap vermediler!
Darbeci generalleri ordudan atmamak için YAŞ kararnamelerinin altına kendileri şerh düşmemiş, kendilerinden olmayan subayların ayaklarını eski ortakları Paraleller ile kaydırıp darbecilerin önünü kendileri açmamışlar, altlarına zırhlı makam aracı çekmemişler gibi...
Ne istemişlerse vermişler, cumhuriyeti içerden vuran hain olduklarını sanki bilmiyorlarmış!
Şu itiraftaki masumiyete bak, hukuksuzluğa, hesap sorulmamasına bakma!
Löp devlet ihalelerinden kaldıkları dolarları, avroları, banka hesaplarındaki şaha kalkışı vatanın şahalanışı, aziz milletimizin yaşam standartlarını yükseltme sanıyorlar!
Vatanın elinde avucunda kalan limanları, fabrikaları, orman arazilerinin satmayı maharet saymaları gibi...
Gözleri saraya, Mercedes filolalarına doymadı, yenilerini yaptırdılar yine doymadı, eskilerine kuruldular yine doymadı!
Neymiş, itibardan tasarruf olmazmış, mideleri hayrına dolduran ama kafaları boş bırakan kafaya bak!
Geçmişlerini de biliyoruz; gelecekte aziz milletimizin başına daha ne çorap öreceklerini de.
Gak deyince seçimi gerekçesiz iptal ettirmeyi, guk deyince tekrar ettirmeyi bir demokrasi haltı sanıyorlar!
Saraylarında ne yiyip ne içiyorlarsa artık devlete son 300 yılın en güçlü dönemini yaşattıklarını zırvalıyorlar!
Hazineyi boşaltmamışlar, eser miktardaki hukuk devletini çökertmemişler, ekonomiyi batırmamışlar gibi.
Yolsuzlarına, hırsızlarına, rüşvetçilerine, torpilcilerine, rantçılarına devleti ve imkanlarını açmamışlar gibi!
Ülkemizi içeriden vuran hainlere yuf olsun!
İyi kötü demokrasinin köküne köküne kibrit suyu döken hainlere yazıklar olsun!
Tarımı, hayvancılığı, sanayii, eğitimi, hukuku, bilimi, sanatı, sporu, kültürü sıfırlayanlara lanet gele!
Ülkemizi içeriden vuran hainler, devletin gizli sırlarının bulunduğu "kozmik odanın" anahtarını ABD İslamcıları Fetötist savcılara teslim ettiler de hiç hesap vermediler!
Darbeci generalleri ordudan atmamak için YAŞ kararnamelerinin altına kendileri şerh düşmemiş, kendilerinden olmayan subayların ayaklarını eski ortakları Paraleller ile kaydırıp darbecilerin önünü kendileri açmamışlar, altlarına zırhlı makam aracı çekmemişler gibi...
Ne istemişlerse vermişler, cumhuriyeti içerden vuran hain olduklarını sanki bilmiyorlarmış!
Şu itiraftaki masumiyete bak, hukuksuzluğa, hesap sorulmamasına bakma!
Löp devlet ihalelerinden kaldıkları dolarları, avroları, banka hesaplarındaki şaha kalkışı vatanın şahalanışı, aziz milletimizin yaşam standartlarını yükseltme sanıyorlar!
Vatanın elinde avucunda kalan limanları, fabrikaları, orman arazilerinin satmayı maharet saymaları gibi...
Gözleri saraya, Mercedes filolalarına doymadı, yenilerini yaptırdılar yine doymadı, eskilerine kuruldular yine doymadı!
Neymiş, itibardan tasarruf olmazmış, mideleri hayrına dolduran ama kafaları boş bırakan kafaya bak!
Geçmişlerini de biliyoruz; gelecekte aziz milletimizin başına daha ne çorap öreceklerini de.
Gak deyince seçimi gerekçesiz iptal ettirmeyi, guk deyince tekrar ettirmeyi bir demokrasi haltı sanıyorlar!
Saraylarında ne yiyip ne içiyorlarsa artık devlete son 300 yılın en güçlü dönemini yaşattıklarını zırvalıyorlar!
Hazineyi boşaltmamışlar, eser miktardaki hukuk devletini çökertmemişler, ekonomiyi batırmamışlar gibi.
Yolsuzlarına, hırsızlarına, rüşvetçilerine, torpilcilerine, rantçılarına devleti ve imkanlarını açmamışlar gibi!
Ülkemizi içeriden vuran hainlere yuf olsun!
İyi kötü demokrasinin köküne köküne kibrit suyu döken hainlere yazıklar olsun!
Tarımı, hayvancılığı, sanayii, eğitimi, hukuku, bilimi, sanatı, sporu, kültürü sıfırlayanlara lanet gele!
17 Mayıs 2019 Cuma
Fakir Mideleri Sanki Hayrına Doyurmuşlar, Kendi Aç Gözleri Bir Türlü Doymadı Gitti!
Aç gözleri hâlâ aç hâlâ aç; devletin elinde kalan son devlet mallarına iştahla bakıyorlar!
Ellerinden gelse, havayı da güneşi de bulutları da yağmurun damlalarını da özelleştirip bir iki hısım akrabalarını daha ihya edecekler!
Ellerinden gelmiyor olsa gerek! Yolları, köprüleri, tünelleri hep paralı hale getirdiler de şimdilik helal hava vergisi, kişi başı nefes tüketim bedeli, göz bakma kirası almayı akıl edemediler!
Villa dolusu dolarları, gemicikler dolusu ticari malları, yedi sülalelerine yetecek servetleri var ve hâlâ ihya olamadıklarını düşünüyorlar!
Gözü aç olanın gözü, sarayları, villaları, filo filo Mercedesleri, dizi dizi uçakları olsa da doymak nedir bilmiyor.
Hâlâ dünya mallarından, ihtişam dedikleri kof şâşâdan gözlerini alamadılar!
Gözleri hâlâ milletin emeklilik fonunda, işşizlik fonunda...
Fakirlerin midelerini doyurmuşlar da onlar kendilerinin kafasına oy vermedikleri için artık midelerini de doyurmayacaklarmış!
Kendileri kocaa cumhuriyetin Tekel, Tüpraş, Tariş, Tigem, Telekom, limanlarını yediler, hazinesinin dibini sıyırdılar yine doymadılar!
Doymadıkları gibi ihya ettikleri hısım akrabalarının şaha kalkmalarını memleketin şaha kalkması sandılar!
Kendileri alınteri, emek, helal para nedir bimediklerinden vatandaşlara hayrına iş imkanı verdiklerini, sevabına vatandaşların karınlarını doyurduklarını düşünüyorlar!
Hırsızlık yapmaları, oy çalmaları yetmemiş gibi hayâ duymaları bir yana zeytinyağ gibi üste çıkıp kendi yedikleri haltı başkalarının üstüne yıkıyorlar!
Suyu çürüttüler, tuzu kokuttular, erdemlerinin mayası cımbıldadı, ahlaklarını sıfırladılar, yolsuzluk, yüzsüzlük, paçalarından akıyor, şirettlik, çirkeflik saraylarından taşıyor!
Allahları affetsin!
Aç gözleri hâlâ aç hâlâ aç; devletin elinde kalan son devlet mallarına iştahla bakıyorlar!
Ellerinden gelse, havayı da güneşi de bulutları da yağmurun damlalarını da özelleştirip bir iki hısım akrabalarını daha ihya edecekler!
Ellerinden gelmiyor olsa gerek! Yolları, köprüleri, tünelleri hep paralı hale getirdiler de şimdilik helal hava vergisi, kişi başı nefes tüketim bedeli, göz bakma kirası almayı akıl edemediler!
Villa dolusu dolarları, gemicikler dolusu ticari malları, yedi sülalelerine yetecek servetleri var ve hâlâ ihya olamadıklarını düşünüyorlar!
Gözü aç olanın gözü, sarayları, villaları, filo filo Mercedesleri, dizi dizi uçakları olsa da doymak nedir bilmiyor.
Hâlâ dünya mallarından, ihtişam dedikleri kof şâşâdan gözlerini alamadılar!
Gözleri hâlâ milletin emeklilik fonunda, işşizlik fonunda...
Fakirlerin midelerini doyurmuşlar da onlar kendilerinin kafasına oy vermedikleri için artık midelerini de doyurmayacaklarmış!
Kendileri kocaa cumhuriyetin Tekel, Tüpraş, Tariş, Tigem, Telekom, limanlarını yediler, hazinesinin dibini sıyırdılar yine doymadılar!
Doymadıkları gibi ihya ettikleri hısım akrabalarının şaha kalkmalarını memleketin şaha kalkması sandılar!
Kendileri alınteri, emek, helal para nedir bimediklerinden vatandaşlara hayrına iş imkanı verdiklerini, sevabına vatandaşların karınlarını doyurduklarını düşünüyorlar!
Hırsızlık yapmaları, oy çalmaları yetmemiş gibi hayâ duymaları bir yana zeytinyağ gibi üste çıkıp kendi yedikleri haltı başkalarının üstüne yıkıyorlar!
Suyu çürüttüler, tuzu kokuttular, erdemlerinin mayası cımbıldadı, ahlaklarını sıfırladılar, yolsuzluk, yüzsüzlük, paçalarından akıyor, şirettlik, çirkeflik saraylarından taşıyor!
Allahları affetsin!
16 Mayıs 2019 Perşembe
Her Şey Çok Kötü Oldu, Her Şey Çok Değil Az Güzel Olsun, Ona da Razıyız!
Bu süreç içerisinde faşistler, daha da faşist oldular, dozunu artırarak faşistliklerini yükseltmeye devam edecekler!
Kemal Kılıçdaroğlu'na inek hırsızı ucuz itlerini, doğruyu yazan gazetecilere elleri sopalı değerli arkadaş dedikleri faşistlerini saldılar!
İstemeye istemeye yakaladıktan sonra hepsini serbest bıraktılar, faşistliklerini yükselterek devam ettirecekler!
İhale, saray, beslemeli koyu faşisttileri daha faşist olacaklar, arsızları daha da arsızlaşacak!
Kraldan çok kralcılar, diktatörden çok mini diktatörleri türeyecek!
Başkasının sarayını milletin sarayı sanıp itibarlı hissedecekler!
Kendi çok fakirliklerini, öz cehaletlerini, azıcık düşünme yetisi geliştirememelerini başkalarının sanacaklar!
Düz mantık bile yürütemeyecek haldeler, daha mantıksız, daha akılsız karar verecekler!
Kontrolsüz gücü güç, kanunsuz, hukuksuz, haksız kararları bir şey sanacaklar!
Sözde yüksek hukukçu, yüksek yargıç olanların ellerine makas verip evlerinin bahçesinde çay yaprağı ve adaleti biçtirdiler; eser miktarda kalan hukuk devletini daha pespaye edecekler!
Gerekçesiz karar verdirdiler, somut delil, bilgi, belge olmadan seçimin kazanamadıkları 1/4'ünü iptal ettirdiler, oy hakkının tamamını yok edecekler!
Baş hırsızları, kendi suçlarını başkalarına atıp suç bastıracak, asıl bizim oylarımızı çok basit çaldılar, asıl mağdur yine biziz diyecekler!
Çalmamışlar, kupon arazi yağmalamamışlar, devlet ihalesi ile ihya olmamışlar gibi emperyalizmden, kapitalizmden dem vuracaklar!
"Bu kapitalizm var ya bu kapitalizm; ne kadar enteresan bir şeymiş!" diyecekler!
"Bu kapitalizm ormanlara, nehirlere, yeşile, denize, toprağa meğer ne kadar düşmanmış!" diye üzülecekler!
"Ormanı keselim, toprağı betonlaştırıp dikine mimari dikelim, ordan malı götürelim!" diye veryansın edecekler!:)))
Şirretler, şüphesiz ki daha şirret olacak; utanmazlar daha utanmaz olacaklar!
Ekonomiye Mercedeslerden, saraylardan, imam hatip lisesi arkadaşlarının iş imkanlarından bakınca ekonomilerini şaha kalkık görecekler!
Kayınpederinin 6 aylık ekonomi kursu tevdî ettiği damadı haftada bir tünelin sonundaki ışığı görecek, aziz milletin kerizlerine yerlerse bir iki ay sonra yonca verecekler!
TL cinsinden paraya, avroya, dolara yeni Türkiye saray Müslümanları tipi en yüksek helal faizi verecekler!
Eğitim, sağlık, hukuk, ekonomi, tarım ve hayvancılık sistemi çok kötü oldu!
Her şey çok kötü kalmasın, az güzel olsun, ona da razı hale geldik iyi mi?
Bu süreç içerisinde faşistler, daha da faşist oldular, dozunu artırarak faşistliklerini yükseltmeye devam edecekler!
Kemal Kılıçdaroğlu'na inek hırsızı ucuz itlerini, doğruyu yazan gazetecilere elleri sopalı değerli arkadaş dedikleri faşistlerini saldılar!
İstemeye istemeye yakaladıktan sonra hepsini serbest bıraktılar, faşistliklerini yükselterek devam ettirecekler!
İhale, saray, beslemeli koyu faşisttileri daha faşist olacaklar, arsızları daha da arsızlaşacak!
Kraldan çok kralcılar, diktatörden çok mini diktatörleri türeyecek!
Başkasının sarayını milletin sarayı sanıp itibarlı hissedecekler!
Kendi çok fakirliklerini, öz cehaletlerini, azıcık düşünme yetisi geliştirememelerini başkalarının sanacaklar!
Düz mantık bile yürütemeyecek haldeler, daha mantıksız, daha akılsız karar verecekler!
Kontrolsüz gücü güç, kanunsuz, hukuksuz, haksız kararları bir şey sanacaklar!
Sözde yüksek hukukçu, yüksek yargıç olanların ellerine makas verip evlerinin bahçesinde çay yaprağı ve adaleti biçtirdiler; eser miktarda kalan hukuk devletini daha pespaye edecekler!
Gerekçesiz karar verdirdiler, somut delil, bilgi, belge olmadan seçimin kazanamadıkları 1/4'ünü iptal ettirdiler, oy hakkının tamamını yok edecekler!
Baş hırsızları, kendi suçlarını başkalarına atıp suç bastıracak, asıl bizim oylarımızı çok basit çaldılar, asıl mağdur yine biziz diyecekler!
Çalmamışlar, kupon arazi yağmalamamışlar, devlet ihalesi ile ihya olmamışlar gibi emperyalizmden, kapitalizmden dem vuracaklar!
"Bu kapitalizm var ya bu kapitalizm; ne kadar enteresan bir şeymiş!" diyecekler!
"Bu kapitalizm ormanlara, nehirlere, yeşile, denize, toprağa meğer ne kadar düşmanmış!" diye üzülecekler!
"Ormanı keselim, toprağı betonlaştırıp dikine mimari dikelim, ordan malı götürelim!" diye veryansın edecekler!:)))
Şirretler, şüphesiz ki daha şirret olacak; utanmazlar daha utanmaz olacaklar!
Ekonomiye Mercedeslerden, saraylardan, imam hatip lisesi arkadaşlarının iş imkanlarından bakınca ekonomilerini şaha kalkık görecekler!
Kayınpederinin 6 aylık ekonomi kursu tevdî ettiği damadı haftada bir tünelin sonundaki ışığı görecek, aziz milletin kerizlerine yerlerse bir iki ay sonra yonca verecekler!
TL cinsinden paraya, avroya, dolara yeni Türkiye saray Müslümanları tipi en yüksek helal faizi verecekler!
Eğitim, sağlık, hukuk, ekonomi, tarım ve hayvancılık sistemi çok kötü oldu!
Her şey çok kötü kalmasın, az güzel olsun, ona da razı hale geldik iyi mi?
15 Mayıs 2019 Çarşamba
Yüksek Kalibreli Yeni Mokrasi Rejimi Şeyisimiz!
Zât-ı şahâninin ve damadının engin ekonomi bilgisi, kalan eser miktardaki devlet aklının izniyle!
Tam kanunsuzluk, tek zarf, çeyrek seçim iptali ülkesi...
Kendi adayları kazanamadıysa iptal et gitsin yeni guguk devleti kanunsuzlukları...
Mucidi 2000 yıllık Türk tarihinde aziz milletin oylarıyla seçilmiş yüksek kıratlı bir dünya lideri!
Hiçbir şey olmadıysa da kesin bir şeyler oldu aşırı ciddi guguk devleti hakimlerinin efendisi...
Her şey olabilen ama rezil olamayan ihya olmayı memleket hayrına bir şeyler sanan garip tipler memleketi!
Sözde yüksek yargı hakimleri olması gereken tiplerin ellerine makas verip köy evinin çay yapraklarını biçtirirken sidikli havuz medyalarına poz verdirici....
Çok basit çalmışlar, emirle iptal ettirmişler n'ooolmuş cicim cumhuriyeti?
Tekrar tekrar saydırmışlar, mühür demişler, geçersiz oylar demişler, en sonunda memur olmayan deri ceketli sandık kurulu üyelerinden hallice bir çirkefliğe sarılmışlar!
Hırsızlara bak, usta hırsızlığa saygı duymayanlar kesin teröristtir memleketi!
7 susar 7 uyur YSK herifi sayesinde, çay yaprağı biçici imam hatipli mühürsüz, gerekçesiz Sadi herifi sanki geri planda yutturmacası...
Etkisiz, yetkisiz Meclise ve içindekilere fuzuli para dökmenin ne lüzumu var yahu tam mokratik yeni sistem denemesi...
Tek milletin, tek devletin, tek bayrağın, deyişik tek kişisinde kalibre olmasa nasıl dik durulabilirdi algı operasyonu!
Tek kişi, Meclis gibi, hukuk gibi, eğitim, sağlık, adalet sistemi gibi...
Tek kişide millet adına vücut bulan kalibreli millî seçim iradesi kişisi...
Bu dik duruştan eski kardeşi Esat, dostu Putin, çözüm süreci arkadaşı Barzani, bayan hanım kardeş Merkel, tecrübesiz Makron hepsi neler çekti neler?
Dik duruş ki en dikini Trump'a havuz medyasının önceleri terörist dediği sonradan pek muhterem Papaz Brunson Efendi'de karar kılınan "Ver papazı, al papazı!" komedisi!
O fakir o koltukta olduğu sürece gazeteci tutuklattırıp kuzu kuzu göndermeli dik duruş tekniği!
Böyle istikrarlı, böyle ciddî, böyle dik duruşlu dış politika dünya tarihinde yok!
Türk tipi kayınpeder-damat sistemi neticesinde demokrasinin de'si kalmayınca mokrasisi nasip oldu!
Lakin vaat edecek bir şeyleri de dibini sıyırmadıkları hazine de maliye de kamu kurumları da kalmadı!
Bu devran hep bu şekilde dönmeyecek! Her şey güzel olacak elbet!
Zât-ı şahâninin ve damadının engin ekonomi bilgisi, kalan eser miktardaki devlet aklının izniyle!
Tam kanunsuzluk, tek zarf, çeyrek seçim iptali ülkesi...
Kendi adayları kazanamadıysa iptal et gitsin yeni guguk devleti kanunsuzlukları...
Mucidi 2000 yıllık Türk tarihinde aziz milletin oylarıyla seçilmiş yüksek kıratlı bir dünya lideri!
Hiçbir şey olmadıysa da kesin bir şeyler oldu aşırı ciddi guguk devleti hakimlerinin efendisi...
Her şey olabilen ama rezil olamayan ihya olmayı memleket hayrına bir şeyler sanan garip tipler memleketi!
Sözde yüksek yargı hakimleri olması gereken tiplerin ellerine makas verip köy evinin çay yapraklarını biçtirirken sidikli havuz medyalarına poz verdirici....
Çok basit çalmışlar, emirle iptal ettirmişler n'ooolmuş cicim cumhuriyeti?
Tekrar tekrar saydırmışlar, mühür demişler, geçersiz oylar demişler, en sonunda memur olmayan deri ceketli sandık kurulu üyelerinden hallice bir çirkefliğe sarılmışlar!
Hırsızlara bak, usta hırsızlığa saygı duymayanlar kesin teröristtir memleketi!
7 susar 7 uyur YSK herifi sayesinde, çay yaprağı biçici imam hatipli mühürsüz, gerekçesiz Sadi herifi sanki geri planda yutturmacası...
Etkisiz, yetkisiz Meclise ve içindekilere fuzuli para dökmenin ne lüzumu var yahu tam mokratik yeni sistem denemesi...
Tek milletin, tek devletin, tek bayrağın, deyişik tek kişisinde kalibre olmasa nasıl dik durulabilirdi algı operasyonu!
Tek kişi, Meclis gibi, hukuk gibi, eğitim, sağlık, adalet sistemi gibi...
Tek kişide millet adına vücut bulan kalibreli millî seçim iradesi kişisi...
Bu dik duruştan eski kardeşi Esat, dostu Putin, çözüm süreci arkadaşı Barzani, bayan hanım kardeş Merkel, tecrübesiz Makron hepsi neler çekti neler?
Dik duruş ki en dikini Trump'a havuz medyasının önceleri terörist dediği sonradan pek muhterem Papaz Brunson Efendi'de karar kılınan "Ver papazı, al papazı!" komedisi!
O fakir o koltukta olduğu sürece gazeteci tutuklattırıp kuzu kuzu göndermeli dik duruş tekniği!
Böyle istikrarlı, böyle ciddî, böyle dik duruşlu dış politika dünya tarihinde yok!
Türk tipi kayınpeder-damat sistemi neticesinde demokrasinin de'si kalmayınca mokrasisi nasip oldu!
Lakin vaat edecek bir şeyleri de dibini sıyırmadıkları hazine de maliye de kamu kurumları da kalmadı!
Bu devran hep bu şekilde dönmeyecek! Her şey güzel olacak elbet!
14 Mayıs 2019 Salı
Deri Ceketli Sandık Kurulu Üyeleri Büyükşehir Oylarını Çalıp Üzerine İşemişler!
Sandıkları yerlerde sürüklemişler; ama sadece büyükşehirde Cin Ali'ye oy verenlerin böğürlerini çimdirmişler!
Çapulcular Ekrem İmamoğlu'na oy vermeyenleri köşeye sıkıştırdıktan sonra bağırmışlar, yerlerde sürüklemişler, Beyefendi'nin elinde videoları varmış, İsmet Berkan, Balçiçek Pamir, Elif Çakır, Abdülkadir Selvi, torpillerine Müslümanların kutsal kitabını Kur'an'ı alet eden Mehmet Metiner de izlemiş!
Muhtar oylarını, belediye başkanı oylarını, il genel meclisi oylarını sayarken takım elbiselerini efendi efendi giymişler, sadece Büyükşehir Belediye oylarında deri ceketlilermiş!
Sonra büyükşehir belediyesi oylarını saymaya başlarken memur olmayan sandık kurulu üyeleri birden üstlerini deri ceketle değiştirip oyları hemencik çalmışlar Ekrem İmamoğlu'na yazmışlar!
Sadece memur olmayan deri ceketli sandık kurulu üyelerinin oy çalma hadisesi olsa ne gam?
Zat-ı şahani İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerindeki "kokteyl oy çalma hadisesini" Ankara Garı Katliamındaki "kokteyl terör örgütü zırvası" gibi YSK guguk heriflerine gerekçesiz kabul ettirmiş ki dünya hukuk tarihinde eşi menendi yok!
Cin Ali'ye verilen oyları saatlerce yerlerde sürüklemişler, afedersin üzerine sidiklemişler!
Sadece Kabataş'taki sandıklarda değil İstanbul'un her okulunda memur olmayan deri ceketli, yarı çıplak sandık kurulu üyeleri oy çalmışlar eyyy ahali! Basitçe çalmışlar!
Hırsız vaaarrrrrrr Cin Ali, şirrretttt vaaarrrrrrr, çirkeff varrr!
Usta hırsızlığa bak ki sadece Cin Ali'nin oyunu çalıp Ekrem İmamoğlu'na yazmışlar!
Türbanlı hanım kardeşlerin muhtar oylarına, ilçe belediye başkanı oylarına, il genel meclisi oylarına dokanmamışlar!
Üstleri yarı çıplak deri ceketli memur olmayan çalıcı sandık kurulu üyeleri tek zarftaki 4 oydan sadece birini çalmışlar!
Hırsızlıktaki ustalığa, mahirliğe, beceriye dokunulmaz devlet hırsızları şapka çıkartmasın da ne yapsın?
Hırsızlara karşı mücadele etmek şart!
Bir şey olmadıysa da kesin bir şeyler oldu diyerek seçim mi iptal olur?
Kim çalmış, nasıl çalmış, suçlular nerede, hani tam kanunsuzluk maddesi?
Hani yüz, hani ar, hani utanma duygusu, hani âdap, hani millet iradesine saygı?
Sandıkları yerlerde sürüklemişler; ama sadece büyükşehirde Cin Ali'ye oy verenlerin böğürlerini çimdirmişler!
Çapulcular Ekrem İmamoğlu'na oy vermeyenleri köşeye sıkıştırdıktan sonra bağırmışlar, yerlerde sürüklemişler, Beyefendi'nin elinde videoları varmış, İsmet Berkan, Balçiçek Pamir, Elif Çakır, Abdülkadir Selvi, torpillerine Müslümanların kutsal kitabını Kur'an'ı alet eden Mehmet Metiner de izlemiş!
Muhtar oylarını, belediye başkanı oylarını, il genel meclisi oylarını sayarken takım elbiselerini efendi efendi giymişler, sadece Büyükşehir Belediye oylarında deri ceketlilermiş!
Sonra büyükşehir belediyesi oylarını saymaya başlarken memur olmayan sandık kurulu üyeleri birden üstlerini deri ceketle değiştirip oyları hemencik çalmışlar Ekrem İmamoğlu'na yazmışlar!
Sadece memur olmayan deri ceketli sandık kurulu üyelerinin oy çalma hadisesi olsa ne gam?
Zat-ı şahani İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerindeki "kokteyl oy çalma hadisesini" Ankara Garı Katliamındaki "kokteyl terör örgütü zırvası" gibi YSK guguk heriflerine gerekçesiz kabul ettirmiş ki dünya hukuk tarihinde eşi menendi yok!
Cin Ali'ye verilen oyları saatlerce yerlerde sürüklemişler, afedersin üzerine sidiklemişler!
Sadece Kabataş'taki sandıklarda değil İstanbul'un her okulunda memur olmayan deri ceketli, yarı çıplak sandık kurulu üyeleri oy çalmışlar eyyy ahali! Basitçe çalmışlar!
Hırsız vaaarrrrrrr Cin Ali, şirrretttt vaaarrrrrrr, çirkeff varrr!
Usta hırsızlığa bak ki sadece Cin Ali'nin oyunu çalıp Ekrem İmamoğlu'na yazmışlar!
Türbanlı hanım kardeşlerin muhtar oylarına, ilçe belediye başkanı oylarına, il genel meclisi oylarına dokanmamışlar!
Üstleri yarı çıplak deri ceketli memur olmayan çalıcı sandık kurulu üyeleri tek zarftaki 4 oydan sadece birini çalmışlar!
Hırsızlıktaki ustalığa, mahirliğe, beceriye dokunulmaz devlet hırsızları şapka çıkartmasın da ne yapsın?
Hırsızlara karşı mücadele etmek şart!
Bir şey olmadıysa da kesin bir şeyler oldu diyerek seçim mi iptal olur?
Kim çalmış, nasıl çalmış, suçlular nerede, hani tam kanunsuzluk maddesi?
Hani yüz, hani ar, hani utanma duygusu, hani âdap, hani millet iradesine saygı?
13 Mayıs 2019 Pazartesi
Yeni Mokrasi Rejiminin Keskin Düşüş Hissedici Tarz-ı Damat Ekonomisi!
Saraylarda yaşayanlar, neticesini Mercedes'ten aşağısına koymayanlar, karnını patates, kuru soğan, makarna, ekmek ve haftada bir iki gün tavuk eti ile doyurmayanlar, kendilerine oy veren kerizlerin ekonomik krizinden hep olumlu duygular hisseder damat efendi!
Cumhuriyet ve kazanımları sayenizde mevta...
Atatürk'ün heykellerini leşler gibi yollarda sürüyecekler, ona zerre itimadı olan mezarıma gelmesin diyen fesli yavşak Kadir Mısıroğlu'nun cenazesinde kalan devlet adabı almış herifler dizi dizi...
Dünya tarihinde hangi ülkenin, hangi devlet bakanı olacak herifleri bir ülkenin kurucu kadrosuna böyle laflar edebilecek deyyusu o devletin makamlarında oturmaktan sıkılmadan kahraman gibi uğurlar da hukukçu olacaklar da seyreder, yargı tarafsız değil yorumlarından rahatsız olur?
Yeni rejim demokrasinin de'sini YSK'nin çay bahçesi hukukçuları biçtiler bize sadece "Mokrasi" kaldı!
Keskin düşüş, sert müdahale, engin ekonomi bilgisi, bol kepçe ihya olmacılı ihale goygoyu...
Enflasyon-kur-faiz şer üçgenini kayınpederinin izni, Enflasyonla Topyekûn Mücadelede %10 İndirim Destanının yerli ve millî tekniğiyle bertaraf ettiğini düşünüp enflasyon tünelinin sonundaki ışığı görücüymüş damat!
Dolar kuru vay şöyle olacak, vay böyle olacak ordan dolarları şöyle toplayım böyle toplayım diyerek köşeyi dönenler yine döndüler de kayınpederinin damadı yumruğunu hain dolar lobisine yine vuramadın ya!
Kayınpederi höt diyor kursa gönderiyor zöt diyor devletin maliye damadı yapıyor, zort diyor gerekçesiz seçim iptal ettiriyor bee!
Ol damat ki Trump'a şahsi ilişkisiz gidip Trump'un engin bilgisinden, derin cehaletinin kudretinden ve eblek yüzünden kayınpederine duyduğu derin sevgiyi, muhabbeti bir çırpıda hissetmiş!
Papazı tıpış tıpış vermemişler de eski ortakları Hocafendilerin lafını bile etmeden dönmemişler gibi!
Fetö okullarında tahsil görmüş, diploma kapmış ekonomi damadının haddine mi böyle konular!
Hiçbir şey olmadıysa da sandığa atılan 4 oydan sadece 1'ini yanlış sayan sandık kurullarını hissettiler ki tüm çirkeflikleriyle sadece büyükşehir belediye başkanlığı seçimini iptal ettiriverdiler!
Aynı sandık kurullarından Kemalpaşa'da, Ankara'da, Çorum'da, Yozgat'ta da var ama aziz İstanbul bir kasaba değil neticede!
Zart-ı şahani neticesinden kokteyl terör icat ediyor da çay bahçesinde çay kırptırdığı gugukçulara gerekçesiz kokteyl seçim iptali mi yaptıramayacak?
Arpalık belediye ki İstanbulluların parasını yememiş dinci gerici vakıf mı kalmış?
Mokrasi rejimini, kayınpederin aziz İstanbul'a gerekçsiz kokteyl seçim iptalini yaşıyoruz!
Hakim olacak herifler, kayınpederi ne isterse öyle kokteyl karar veriyor!
Belki de üstleri çıplak, deri elbiseler giymiş memur olmayan sandık kurulu üyeleri Cin Ali'nin oylarını çalmışlar, afedersin sadece Büyükşehir Belediyesi oy pusulalarını seçip üzerine sidiklemişler! Gerekçeleri var inanmayan İsmet Berkan hıyarına sorsun yav!
Gerekçeli karar yok, kanunda yeri ve maddesi yok, tam kanunsuzluk var ama ortada belge, kanıt ispat edici bir naneleri yok!
Saraylarda yaşayanlar, neticesini Mercedes'ten aşağısına koymayanlar, karnını patates, kuru soğan, makarna, ekmek ve haftada bir iki gün tavuk eti ile doyurmayanlar, kendilerine oy veren kerizlerin ekonomik krizinden hep olumlu duygular hisseder damat efendi!
Cumhuriyet ve kazanımları sayenizde mevta...
Atatürk'ün heykellerini leşler gibi yollarda sürüyecekler, ona zerre itimadı olan mezarıma gelmesin diyen fesli yavşak Kadir Mısıroğlu'nun cenazesinde kalan devlet adabı almış herifler dizi dizi...
Dünya tarihinde hangi ülkenin, hangi devlet bakanı olacak herifleri bir ülkenin kurucu kadrosuna böyle laflar edebilecek deyyusu o devletin makamlarında oturmaktan sıkılmadan kahraman gibi uğurlar da hukukçu olacaklar da seyreder, yargı tarafsız değil yorumlarından rahatsız olur?
Yeni rejim demokrasinin de'sini YSK'nin çay bahçesi hukukçuları biçtiler bize sadece "Mokrasi" kaldı!
Keskin düşüş, sert müdahale, engin ekonomi bilgisi, bol kepçe ihya olmacılı ihale goygoyu...
Enflasyon-kur-faiz şer üçgenini kayınpederinin izni, Enflasyonla Topyekûn Mücadelede %10 İndirim Destanının yerli ve millî tekniğiyle bertaraf ettiğini düşünüp enflasyon tünelinin sonundaki ışığı görücüymüş damat!
Dolar kuru vay şöyle olacak, vay böyle olacak ordan dolarları şöyle toplayım böyle toplayım diyerek köşeyi dönenler yine döndüler de kayınpederinin damadı yumruğunu hain dolar lobisine yine vuramadın ya!
Kayınpederi höt diyor kursa gönderiyor zöt diyor devletin maliye damadı yapıyor, zort diyor gerekçesiz seçim iptal ettiriyor bee!
Ol damat ki Trump'a şahsi ilişkisiz gidip Trump'un engin bilgisinden, derin cehaletinin kudretinden ve eblek yüzünden kayınpederine duyduğu derin sevgiyi, muhabbeti bir çırpıda hissetmiş!
Papazı tıpış tıpış vermemişler de eski ortakları Hocafendilerin lafını bile etmeden dönmemişler gibi!
Fetö okullarında tahsil görmüş, diploma kapmış ekonomi damadının haddine mi böyle konular!
Hiçbir şey olmadıysa da sandığa atılan 4 oydan sadece 1'ini yanlış sayan sandık kurullarını hissettiler ki tüm çirkeflikleriyle sadece büyükşehir belediye başkanlığı seçimini iptal ettiriverdiler!
Aynı sandık kurullarından Kemalpaşa'da, Ankara'da, Çorum'da, Yozgat'ta da var ama aziz İstanbul bir kasaba değil neticede!
Zart-ı şahani neticesinden kokteyl terör icat ediyor da çay bahçesinde çay kırptırdığı gugukçulara gerekçesiz kokteyl seçim iptali mi yaptıramayacak?
Arpalık belediye ki İstanbulluların parasını yememiş dinci gerici vakıf mı kalmış?
Mokrasi rejimini, kayınpederin aziz İstanbul'a gerekçsiz kokteyl seçim iptalini yaşıyoruz!
Hakim olacak herifler, kayınpederi ne isterse öyle kokteyl karar veriyor!
Belki de üstleri çıplak, deri elbiseler giymiş memur olmayan sandık kurulu üyeleri Cin Ali'nin oylarını çalmışlar, afedersin sadece Büyükşehir Belediyesi oy pusulalarını seçip üzerine sidiklemişler! Gerekçeleri var inanmayan İsmet Berkan hıyarına sorsun yav!
Gerekçeli karar yok, kanunda yeri ve maddesi yok, tam kanunsuzluk var ama ortada belge, kanıt ispat edici bir naneleri yok!
12 Mayıs 2019 Pazar
Saray Merkezli Tiplerin Aziz Milletimize Cami Merkezli Fakir Hayat İtelemesi!
Kendi şahıslarının merkezî hayatlarından Mercedes filoları, Jumbo Jetler, ejder meyveli smoothieler, çiya tohumu içecekli sofralar, badem sütleri, beyaz çaylar, villa dolusu dolarlar, avrolar eksik olmuyor!
Zât-ı şahaninin cami merkezli hayat düşündüğü büyük çoğunluk, sofrasında patatesi, kuru soğanı, et namına bir şeyleri bulamazken...
Şüphesiz ki camiler, beton, tuğla, kum, çimentodan ibaret yapılar değildir aziz fakirler!
Düz mantık yürütme yeteneğine haiz olanlar bile bilirler ki, okullar, kütüphaneler, evler, iş yerleri, fabrikalar da beton, tuğla ve çimentodan ibaret yapılar değildirler:))
Müminler süs olsun diye cumadan cumaya camiye gitmezler!
Çocuklar, cami imamları, kurs hocaları tarafından cinsel ve dinsel tacizlere Cibuti'de uğramışlar da cami merkezli hayat öneren zât-ı şahaninin hiç haberi olmamış sanki!
45 tane fakir aile çocuğuna tecavüz edilen, cinsel ve dinsel istismar yapılan Ensar Vakfı, TÜRGEV yurtları için bir kereden bir şey olmaz diyen yüzsüz aile bakanını şahsı atamamış gibi...
Eskisi gibi camiler kışla, müminler asker, kubbeler miğfer, minareler süngü dese aziz milletimizin gücüne gitmese de Allah'ın zoruna gitmez olur mu?
Sümme hâşâ demez mi bana nasıl ibadethane yapmış bu Yezit kefereler?
Savaşa, ihya olmaya, ihale kapmaya, süs olmaya değil, inandığın dinin Allah'ına dua etmeye geliyorsun mübarek!
Hangi gafil siyasetçi pis siyasî hesaplarına camiyi, bayrağı, vatanı karıştırıyorsa işin içinde büyük bir dümen, vatansoyarlık, dinbazlık ve riyakarlık vardır.
Şüphesiz ki inandındıklarını var saydığımız Allah'larını, ak siyasetleri için, ihya olmacılı erdemli ihale almaları için açtıkları nanoteknolojik camileriyle ikna edemezler ki?
Her türlü yolsuzluğu yapıp cumadan cumaya, ramazandan ramazana mümin görünelim de şahıslarının yolsuzluklarını, hırsızlıklarını, hukuksuzluklarını, şirretliklerini, çirkefliklerini kapatmak için cami de açsalar, oruç da tutsalardı, Allah'ı kandıramazlar ki!
Ecdatları Özal her mahalleye 1 zengin vaat ediyordu, Demirel 2 anahtar; biri ev, biri araba...
Hocaları Erbakan "adil düzen" istedi olmadı, evlatları hocalarını yediler!
Kendi şahıslarına 30-40 odalı mini saray hayatları yetmedi!
1158 odalı, aile için +253 odalı + yazlık+ otağlık+ İstanbul Boğaz saraylarının hepsini merkez yaptılar, aç gözleri doymadı!
Camiler, insan vücudunun kalbi gibiymiş de tuğladan, çimentodan, betondan ibaret değilmiş, merkez hayatımızın bir organıymış!
Allah'ınız affetsin ulan!
Kendi şahıslarının merkezî hayatlarından Mercedes filoları, Jumbo Jetler, ejder meyveli smoothieler, çiya tohumu içecekli sofralar, badem sütleri, beyaz çaylar, villa dolusu dolarlar, avrolar eksik olmuyor!
Zât-ı şahaninin cami merkezli hayat düşündüğü büyük çoğunluk, sofrasında patatesi, kuru soğanı, et namına bir şeyleri bulamazken...
Şüphesiz ki camiler, beton, tuğla, kum, çimentodan ibaret yapılar değildir aziz fakirler!
Düz mantık yürütme yeteneğine haiz olanlar bile bilirler ki, okullar, kütüphaneler, evler, iş yerleri, fabrikalar da beton, tuğla ve çimentodan ibaret yapılar değildirler:))
Müminler süs olsun diye cumadan cumaya camiye gitmezler!
Çocuklar, cami imamları, kurs hocaları tarafından cinsel ve dinsel tacizlere Cibuti'de uğramışlar da cami merkezli hayat öneren zât-ı şahaninin hiç haberi olmamış sanki!
45 tane fakir aile çocuğuna tecavüz edilen, cinsel ve dinsel istismar yapılan Ensar Vakfı, TÜRGEV yurtları için bir kereden bir şey olmaz diyen yüzsüz aile bakanını şahsı atamamış gibi...
Eskisi gibi camiler kışla, müminler asker, kubbeler miğfer, minareler süngü dese aziz milletimizin gücüne gitmese de Allah'ın zoruna gitmez olur mu?
Sümme hâşâ demez mi bana nasıl ibadethane yapmış bu Yezit kefereler?
Savaşa, ihya olmaya, ihale kapmaya, süs olmaya değil, inandığın dinin Allah'ına dua etmeye geliyorsun mübarek!
Hangi gafil siyasetçi pis siyasî hesaplarına camiyi, bayrağı, vatanı karıştırıyorsa işin içinde büyük bir dümen, vatansoyarlık, dinbazlık ve riyakarlık vardır.
Şüphesiz ki inandındıklarını var saydığımız Allah'larını, ak siyasetleri için, ihya olmacılı erdemli ihale almaları için açtıkları nanoteknolojik camileriyle ikna edemezler ki?
Her türlü yolsuzluğu yapıp cumadan cumaya, ramazandan ramazana mümin görünelim de şahıslarının yolsuzluklarını, hırsızlıklarını, hukuksuzluklarını, şirretliklerini, çirkefliklerini kapatmak için cami de açsalar, oruç da tutsalardı, Allah'ı kandıramazlar ki!
Ecdatları Özal her mahalleye 1 zengin vaat ediyordu, Demirel 2 anahtar; biri ev, biri araba...
Hocaları Erbakan "adil düzen" istedi olmadı, evlatları hocalarını yediler!
Kendi şahıslarına 30-40 odalı mini saray hayatları yetmedi!
1158 odalı, aile için +253 odalı + yazlık+ otağlık+ İstanbul Boğaz saraylarının hepsini merkez yaptılar, aç gözleri doymadı!
Camiler, insan vücudunun kalbi gibiymiş de tuğladan, çimentodan, betondan ibaret değilmiş, merkez hayatımızın bir organıymış!
Allah'ınız affetsin ulan!
11 Mayıs 2019 Cumartesi
Sizin Hukukunuzun Takkesini deTerazisini de Sileyim ki Pırıl Pırıl Parlasın Ulan Recep Efendi!
Kıytırık bir dilekçeyle referandumda mühürsüz seçimleri saydırdınız da elinize nasıl bir sistem geçti?
Memur olmayan aynı sandık kurulları ki 2018 referandumda görev almamış mı takkesini sildiğimin Recep Efendisi?
Siz kim sanat kim de sizin saraydaki çanaktan yal yemeyen sanatçıların adalet terazilerini siliyorsunuz ulan Recep Efendi?
Hani gerekçeli hukuk devleti kararı, hani 213 sandık, hani soruşturma, hani 2 ByLockçu sandık kurulu üyeleri?
2012'de Okyanus Ötesinden namaz takkesi kapmaya giderken sende ByLock olmadığını fesini takıp ispat edebilir misin?
Memur olmayan kurul üyeleri ile ilgili yasa teklifi verip, yasaya evet diyenlerin hukuklarının takkesini, cüppesini sevelim ulan Recep Efendi!
Takkeni sil de gel; adaletinizin kefesini hele bir yol tart da gel!
Çıtçıt Zerrin yargıya yapılan tarafsız değiller, partili yargı gibiler eleştirilerden rahatsız olmuş!
Kendisi seçim öncesi bir parti başkanının evine gidip, aile çay bahçesinde çay yaprağı biçmemiş, Kılıçdaroğlu'na seçim öncesi siyasal beyanat vermemiş, tarafsız devlet adamı olmadığını söyleyen bir tipin önünde iki büklüm durmamış, iliksiz adalet cübbesini iliklemek için yapamadığı beceriksizlik kalmamış, kızının tayinini de 3 gün hakimlik yaptırmadan saraya çıkartmamış gibi...
Partili yargı, ampül yargısı, saray yargısı, ak yargı, hukuksuz yargı, bağımlı yargı, kanunsuz yargı, gerekçesiz yargı desek güzel olmaz mı Çıtçıt Zerrin bacı?
2012'de Fetö'den kırk takla atarak aldığın namaz takkesini neden takmazsınız ki siz Recep Efendi?
Bu ülkenin adaletine, yargısına, hukuk sistemine mezardan ölüleri kaldırmak suretiyle siz sızdırmadınız mı?
Sizin o bir şeyler oldu ama ne olduğunu tam olarak ispat edemedik, o nedenle sadece Büyükşehir Belediyesi seçimlerini iptal ettik diyen ağzınızı takkenle sileceğiz ulan Recep Efendi!
Fetö takkeniz çoktan düştü, çevirdiğiniz dümenleri, dolapları bilmeyen kaldı mı da "Sesimizi duyan var mı?" diye saçmalarsınız?
O gerekçesiz hukukunuzun, gerekçesiz çamur ağzımızı sileceğiz memleket pırıl pırıl olacak ulan Recep Efendi!
Kıytırık bir dilekçeyle referandumda mühürsüz seçimleri saydırdınız da elinize nasıl bir sistem geçti?
Memur olmayan aynı sandık kurulları ki 2018 referandumda görev almamış mı takkesini sildiğimin Recep Efendisi?
Siz kim sanat kim de sizin saraydaki çanaktan yal yemeyen sanatçıların adalet terazilerini siliyorsunuz ulan Recep Efendi?
Hani gerekçeli hukuk devleti kararı, hani 213 sandık, hani soruşturma, hani 2 ByLockçu sandık kurulu üyeleri?
2012'de Okyanus Ötesinden namaz takkesi kapmaya giderken sende ByLock olmadığını fesini takıp ispat edebilir misin?
Memur olmayan kurul üyeleri ile ilgili yasa teklifi verip, yasaya evet diyenlerin hukuklarının takkesini, cüppesini sevelim ulan Recep Efendi!
Takkeni sil de gel; adaletinizin kefesini hele bir yol tart da gel!
Çıtçıt Zerrin yargıya yapılan tarafsız değiller, partili yargı gibiler eleştirilerden rahatsız olmuş!
Kendisi seçim öncesi bir parti başkanının evine gidip, aile çay bahçesinde çay yaprağı biçmemiş, Kılıçdaroğlu'na seçim öncesi siyasal beyanat vermemiş, tarafsız devlet adamı olmadığını söyleyen bir tipin önünde iki büklüm durmamış, iliksiz adalet cübbesini iliklemek için yapamadığı beceriksizlik kalmamış, kızının tayinini de 3 gün hakimlik yaptırmadan saraya çıkartmamış gibi...
Partili yargı, ampül yargısı, saray yargısı, ak yargı, hukuksuz yargı, bağımlı yargı, kanunsuz yargı, gerekçesiz yargı desek güzel olmaz mı Çıtçıt Zerrin bacı?
2012'de Fetö'den kırk takla atarak aldığın namaz takkesini neden takmazsınız ki siz Recep Efendi?
Bu ülkenin adaletine, yargısına, hukuk sistemine mezardan ölüleri kaldırmak suretiyle siz sızdırmadınız mı?
Sizin o bir şeyler oldu ama ne olduğunu tam olarak ispat edemedik, o nedenle sadece Büyükşehir Belediyesi seçimlerini iptal ettik diyen ağzınızı takkenle sileceğiz ulan Recep Efendi!
Fetö takkeniz çoktan düştü, çevirdiğiniz dümenleri, dolapları bilmeyen kaldı mı da "Sesimizi duyan var mı?" diye saçmalarsınız?
O gerekçesiz hukukunuzun, gerekçesiz çamur ağzımızı sileceğiz memleket pırıl pırıl olacak ulan Recep Efendi!
10 Mayıs 2019 Cuma
Her Gün Bed Sesinizi Duymayan, Abul Sıfatınızı Görmeyen Var mı?Sesinizi duymayan, abul sıfatınızı her gün görüp sizi sövmeyen var mı?
Sizi sövmeyen ölsün yav, millet millet olalı böyle millet adamları görmedi!
1158 odalı 11 milyarlık kışlık sarayda, bitişiğindeki 253 odalı mini aile saray konutunda, 300 milyonluk yazlık sarayında, 1071 metrekarelik Ahlat çadır tipi sarayında, İstanbul köşklerinde, 140 metrelik süper millet yatında, 8 helikopter, biri Jumbo Jet olmak üzere 15 uçakta, 50.000 dolarlık çantalarda, sarayda yiyip içilen ejder meyveli, liçi meyveli menülerde millet adına yaşanır da sesiniz duyulmaz, yüzünüz görülmez mi?
Her gün, her saat, her akşam, her havuz gazetesinin manşetinde abul sıfatlarınızı görüp, eblek manşetlerinizi duymayan kaldı mı?
Her köprüde, her reklam panosunda beka tokadı yemiş abul suratınızı görmemek mümkün değil azizim!
Her televizyonda, her radyoda bed sesinizi duymamak mümkün değil?
O kadar bağırdınız, böğürdünüz, küfür ettiniz meydan meydan da seçmen duyduğuna, gördüğüne değil mutfağındaki tenceresinde ne pişiriyorsa ona inandı da sandıkta tokadı yapıştırdı!
Süleyman'ın boynu bükük, paçası büzük, faşizmi inek hırsızına muhtaç...
Faşizm zoruyla alabileceğiniz en yüksek oy budur!
Beka yalanına sarılsanız da gönül belediyeciliği goygoyu yapsanız da tehdit edip kendinize oy vermeyeni teröristlikle suçlasanız da olup olacağının, çalıp çalabileceğinizin en fazlası budur!
Çatlasanız da patlasanız da yine mağdurum ayağına yatsanız da en en en fazla budur!
Höt zöt diyerek, küfür ederek, böğürerek bir şey yapabiliyorsanız; aha ekonomi aha da enflasyon...
Sizin de söylediğiniz gibi baskıcıların, sömürücülerin, hırsızların dediği her zaman olmaz!
Devletin tüm olanaklarını arsız arsız kullansanız da demokrasinin sadece ''mok''unu bıraksanız da hukuk ve demokrasi eninde sonunda herkese lazım olur!
Sizin ecdadınız, paşazadeleriniz, sultanlarınız, çok sevdiğiniz Osmanlıyı İngilizlere, Fransızlara, İtalyanlara, Almanlara sattı, koca impartorluğun iliğini kemiğini sömürüp, mücevherlerini, paracıklarını Avrupa bankalarında yediler yediler bitiremediler ulan!
Şimdi TRT'nin ünlü tarihçi fesli Kadir Mısıroğlu kıratındaki tarih bilgisi dizileriyle tarih öğrenirseniz sarayları, yiyici hanedan üyelerini de kahraman sanırsınız!
Ecdanınız 25 karılı, romcu burun Sultan Abdülünüz imparatorluğun 1 milyon 5000 kilometre karesini emperyalistlere yeterince satamadı mı da eski Türkiye'ye emperyalist çamurunuzdan atarsınız?
Ecdadınız Vahidüddin Efendi ve Damadı gönül belediyeciliği yapmayı düşündüğünüz İstanbul'un anahtarını İngilizlere teslim edip İngilterelere sığınmadı mı?
Serv Antlaşmasını imzalarken Damat ecdadınız eline bir avuç tuz alıp koşmadı mı?
Ya Gezi Parkı Destanı yazılırken dolar 1.88'den 1.92'ye çıktı diye dolar çapulcuları diye manşet atan şuursuzlar, bir günde dolar 5.92'den 6.25'e çıkınca neden sus pus olurlar?
9 Mayıs 2019 Perşembe
Hiç Söz Almadan 7 YSK Herifinin Gerekçesiz Kararı, Seçim İptal Ettirici Müessir Sandık Kurullarının Bir Şeyler Olmuştur Hissiyatı Neticesi!
Muasır medeniyet seviyesine ulaşmayı umarken; "müessir sandık kurulu tam olarak açıklamasalar da bir şeyler oluş olmalı" lolosuyla faşizme hızlı geçişmizi yaşatanlara yuf olsun!
Saraylarda yaşayıp, neticesini Mercedes'ten aşağısına koymayan sözde millet adamlarının gözünü saraylar, filolar, gemicikler, ayakkabı kutusu, villa dolusu dolarlar doyuramadı!
Kocaa hazineyi yuttular, satmadık fabrika, liman bırakmadılar toprak doyurasıca gözleri yine doymadı!
Bütün mahkemeler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Madde 141/3. bendine göre her türlü kararlarını gerekçeli olarak verirmiş ulan!
"Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle 31 Mart 2019 tarihinde yapılan, İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçiminin iptaliyle yenilenmesine 4'e karşı 7 oy ile karar verilmiiişş" Gerekçesini 37 günde bulamadıkları için bilahare göndereceklermiş!
Aynı seçim kurulunun ilçe belediyelerinde, il genel meclislerinde, muhtarlık pusulalarında doğru sayım yaptıklarını nanoteknolojik ve sadece kendilerinin hissettikleri bir yöntemlerle sadece İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçimlerinde usulsüzlük yaptıklarını, çay bahçesinde çay yaprağı biçmeye götürdükleri imam hatipli Sadi ve elemanlarından ve Ali İhsan Yavuz'dan daha iyi kim bilecekti?
Sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine "Müessir Sandık Kurullarını" gerekçeli ve hukukî bir karar olmadan 7 uyur 7 konuşmaz hakimin gaflet, delalet hatta hıyanetini, az biraz demokratik ülkemiz gördü!
Aynı sandık kurullarının 2018 başkanlık seçimlerinde hile, usulsüzlük, maddî hata yapmadıklarını kuvvetli hissetmişler ki bir açıklama yapmıyorlar!
Aynı çirkeflik, aynı şirretlik, aynı yüzsüzlükleri "guguk devletine" saygı duyulsun, YSK'ye kimse baskı yapmasın zırvasını geveliyorlar!
Sözde yüksek yargı olacak herifler ar, hayâ, utanma, kızarma, bozarma emareleri göstermeden yaptıkları halt yetmemiş gibi üstüne bir de demokrasiyi, hukuku, sözde bağımsız yargıyı iyice sıvıyorlar!
2972 Sayılı Kanun'un seçimleri düzenleyen 25. Maddesi'nin 2. Fıkrasına göre "Bir seçim çevresinde yapılan seçimin, seçim işlemleri sebebiyle iptaline karar verildiği taktirde, o seçim çevresinde yeniden seçim yapılır."
Kanun adamı olacak yüksek herifler, 4 pusula ile belirlenen seçimlerden sadece 1'inde usülsüzlük, kanunsuzluk yapıldığını nasıl anlamışlar, hangi kanuna sığdırmışlar bilahare açıklayacaklar elbet!
Aziz milletimiz tam olarak ne olduğunu anlamasa da bir şeyler hisseden Ali İhsan Yavuz kişisinin ve 7 uyur, 7 susar, 7 sıvar YSK Herifinin, müessir sandık kurulu teşkilini, seçim iptal ettirecek gerekçeli kararı olmadan ve 4 oylamdan sadece 1'ini hiç söz almadan iptal edebilen sözde yüksek yargı kararını da gördü.
BacCceli saray Türklerinin dünyaca ünlü matematikçi dehası mahşeri vicdanıyla 7 sayısının yerli ve millî sırrını bilmese 7 uyur 7 susar herifin hikmetinden nasıl sual edecekti?
Muasır medeniyet seviyesine ulaşmayı umarken; "müessir sandık kurulu tam olarak açıklamasalar da bir şeyler oluş olmalı" lolosuyla faşizme hızlı geçişmizi yaşatanlara yuf olsun!
Saraylarda yaşayıp, neticesini Mercedes'ten aşağısına koymayan sözde millet adamlarının gözünü saraylar, filolar, gemicikler, ayakkabı kutusu, villa dolusu dolarlar doyuramadı!
Kocaa hazineyi yuttular, satmadık fabrika, liman bırakmadılar toprak doyurasıca gözleri yine doymadı!
Bütün mahkemeler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Madde 141/3. bendine göre her türlü kararlarını gerekçeli olarak verirmiş ulan!
"Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle 31 Mart 2019 tarihinde yapılan, İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçiminin iptaliyle yenilenmesine 4'e karşı 7 oy ile karar verilmiiişş" Gerekçesini 37 günde bulamadıkları için bilahare göndereceklermiş!
Aynı seçim kurulunun ilçe belediyelerinde, il genel meclislerinde, muhtarlık pusulalarında doğru sayım yaptıklarını nanoteknolojik ve sadece kendilerinin hissettikleri bir yöntemlerle sadece İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçimlerinde usulsüzlük yaptıklarını, çay bahçesinde çay yaprağı biçmeye götürdükleri imam hatipli Sadi ve elemanlarından ve Ali İhsan Yavuz'dan daha iyi kim bilecekti?
Sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine "Müessir Sandık Kurullarını" gerekçeli ve hukukî bir karar olmadan 7 uyur 7 konuşmaz hakimin gaflet, delalet hatta hıyanetini, az biraz demokratik ülkemiz gördü!
Aynı sandık kurullarının 2018 başkanlık seçimlerinde hile, usulsüzlük, maddî hata yapmadıklarını kuvvetli hissetmişler ki bir açıklama yapmıyorlar!
Aynı çirkeflik, aynı şirretlik, aynı yüzsüzlükleri "guguk devletine" saygı duyulsun, YSK'ye kimse baskı yapmasın zırvasını geveliyorlar!
Sözde yüksek yargı olacak herifler ar, hayâ, utanma, kızarma, bozarma emareleri göstermeden yaptıkları halt yetmemiş gibi üstüne bir de demokrasiyi, hukuku, sözde bağımsız yargıyı iyice sıvıyorlar!
2972 Sayılı Kanun'un seçimleri düzenleyen 25. Maddesi'nin 2. Fıkrasına göre "Bir seçim çevresinde yapılan seçimin, seçim işlemleri sebebiyle iptaline karar verildiği taktirde, o seçim çevresinde yeniden seçim yapılır."
Kanun adamı olacak yüksek herifler, 4 pusula ile belirlenen seçimlerden sadece 1'inde usülsüzlük, kanunsuzluk yapıldığını nasıl anlamışlar, hangi kanuna sığdırmışlar bilahare açıklayacaklar elbet!
Aziz milletimiz tam olarak ne olduğunu anlamasa da bir şeyler hisseden Ali İhsan Yavuz kişisinin ve 7 uyur, 7 susar, 7 sıvar YSK Herifinin, müessir sandık kurulu teşkilini, seçim iptal ettirecek gerekçeli kararı olmadan ve 4 oylamdan sadece 1'ini hiç söz almadan iptal edebilen sözde yüksek yargı kararını da gördü.
BacCceli saray Türklerinin dünyaca ünlü matematikçi dehası mahşeri vicdanıyla 7 sayısının yerli ve millî sırrını bilmese 7 uyur 7 susar herifin hikmetinden nasıl sual edecekti?
8 Mayıs 2019 Çarşamba
Murdar Seçim, Rezil YSK, Ruhuna El Fatiha Demokrasi!
Tuttuğunuz oruç sizleri kurtarmayabilir!
Oruçta, üstelik ramazanın ilk gününde milyonların oy hakkını yemek orucu da imanı da vicdanı da adaleti de bozar normal olarak!
Rûz-ı mahşerdeki berat belgeniz feyk ve mühürsüz olabilir mübarek!
Millî iradeyi YSK eliyle gasp etmek, demokrasiyi bitirir, mitilli faşizmi resmî olarak başlatır!
Herkes haddini bilecek, kimse hukuktan, kanundan, milletin iradesinden üstün değildir!
Kendini hukuk, millet, adalet, yargı, ekonomi dahisi sanan şahıs da haddini bilecek elbet!
Milyon dolarlara henüz 3. açılışı nasip olmasa da açtırdıkları nanoteknolojik camiler, eser dedikleri duble yollar, köprüler, havaalanları da rûz-ı mahşerde onları hiç kurtaramaz!
Hele hele, 4.171.118 kişinin kul hakkını değil oy hakkını gasp etmek onların bu dünyalıklarını ihya etse de öbür dünyalıklarını berbat edebilir!
Millî irade sandıktan çıkabilse de çay bahçesinde hukuk biçici Sadi ve 7 çete üyesi sayesinde YSK'den çıkamadı!
Nur topu gibi bir faşizmimiz YSK'nin son kararıyla, mitilli saray beslemesi faşistin gayretiyle resmiyet kazandı!
Sandıkla gelen, sandıkla gitmemekte direniyor! Sandıktan başkasının çıkmasına dayanamıyor!
Şirretlik, çirkeflik, hukuksuzluk, garabet, faşizm diz boyunu geçti, boğuluyoruz ulan!
Hukuksuzluk sadece mimberde ve mihrapta olsa ne gam?
Gazeteci cehennemi ülkede, hukuksuzluk, hadsizlik, yolsuzluk saraydan taşıyor!
Murdar demokrasi, nur topu gibi faşizm!
Sanki bir şeyler oldu hukukunu da gördük!
Garip garip açıklama yapıp hukuk diyorlar ar, hayâ, hicap duymadan!
Tuttuğunuz oruç sizleri kurtarmayabilir!
Oruçta, üstelik ramazanın ilk gününde milyonların oy hakkını yemek orucu da imanı da vicdanı da adaleti de bozar normal olarak!
Rûz-ı mahşerdeki berat belgeniz feyk ve mühürsüz olabilir mübarek!
Millî iradeyi YSK eliyle gasp etmek, demokrasiyi bitirir, mitilli faşizmi resmî olarak başlatır!
Herkes haddini bilecek, kimse hukuktan, kanundan, milletin iradesinden üstün değildir!
Kendini hukuk, millet, adalet, yargı, ekonomi dahisi sanan şahıs da haddini bilecek elbet!
Milyon dolarlara henüz 3. açılışı nasip olmasa da açtırdıkları nanoteknolojik camiler, eser dedikleri duble yollar, köprüler, havaalanları da rûz-ı mahşerde onları hiç kurtaramaz!
Hele hele, 4.171.118 kişinin kul hakkını değil oy hakkını gasp etmek onların bu dünyalıklarını ihya etse de öbür dünyalıklarını berbat edebilir!
Millî irade sandıktan çıkabilse de çay bahçesinde hukuk biçici Sadi ve 7 çete üyesi sayesinde YSK'den çıkamadı!
Nur topu gibi bir faşizmimiz YSK'nin son kararıyla, mitilli saray beslemesi faşistin gayretiyle resmiyet kazandı!
Sandıkla gelen, sandıkla gitmemekte direniyor! Sandıktan başkasının çıkmasına dayanamıyor!
Şirretlik, çirkeflik, hukuksuzluk, garabet, faşizm diz boyunu geçti, boğuluyoruz ulan!
Hukuksuzluk sadece mimberde ve mihrapta olsa ne gam?
Gazeteci cehennemi ülkede, hukuksuzluk, hadsizlik, yolsuzluk saraydan taşıyor!
Murdar demokrasi, nur topu gibi faşizm!
Sanki bir şeyler oldu hukukunu da gördük!
Garip garip açıklama yapıp hukuk diyorlar ar, hayâ, hicap duymadan!
7 Mayıs 2019 Salı
İftardan Önce Sakız Çiğnemek Müslümanların Orucu Bozar; Dört Milyon Yüz Yetmiş Bir Bin Yüz On Sekiz 4.171.118 Kişinin Kul Hakkını Yemek Sözde Müslüman Tiplilerin Orucunu Hiç Bozmadı!
Neleri neleri yemediler ki bu vakte kadar? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, vergisini ödeyen normal vatandaşların vergisini...
Çiftçinin alın terini mi çalmadılar, madencilerin, tarım işçilerinin hakkını terleri soğumadan mı verdiler?
Babalı oğullu damatlı kızlı villalar dolusu para mı sıfırlamadılar, inasani ilişkili hediyeleşmeli gömlek kutusu içinde rüşvet mi yemediler, öğretmen emeklisi Mitten hızlı enişte ile Man adalarında milyonluk şirket mi kurmadılar?
Kul hakkı yemek kendi dinlerine göre haram olduğunu ramazan ayının ilk gününde, ilk iftarında da bilmiyorlarsa atayizler olarak kendilerini Diyanet İşleri yardımıyla aydınlatmalım:
( Belki de gerçek Müslümanlar yav:)
"https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/1007/kul-hakki-yemenin-hukmu-nedir--kul-hakki-nasil-odenir-"
"Görüldüğü üzere kul hakkı, kişinin Cennet ya da Cehennem’e gidişinde önemli ölçüde belirleyici bir rol oynamaktadır.
Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır.
Hak sahibi, (4.171.118 kişi) hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir. Çünkü ilâhî adalet, bunu gerektirir. Veda hutbesinde Resûlullah (s.a.s.), “Ey insanlar, sizin canlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız, Rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır).” (Buhârî, Hacc, 132) buyurmuştur.
Buna göre, gasp, hırsızlık veya izinsiz alma gibi yollarla elde edilen haram para veya mal, sahipleri biliniyor ise kendilerine yahut mirasçılarına, bilinmiyor ise fakirlere veya hayır kurumlarına onların namına sadaka olarak verilmelidir. Ayrıca, yapılan bu kusurlardan dolayı da Allah’tan af ve mağfiret dilenmelidir.
Mal ya da darp gibi şeylerle ilgili olmayan gıybet, bühtan gibi hak ihlallerinde en doğrusu, hak sahibine durumu anlatıp helalleşmek olmakla beraber, her zaman bu şartı yerine getirmek mümkün olmadığından ya da insanlar bundan çekindiklerinden, kendi adına tövbe edip, hak sahibi namına da istiğfar etmek, dua etmek ya da hayır hasenat yaparak sevabını ona bağışlamak, bu tür hak ihlallerine keffaret olur (İbn Teymiyye, el-Fetâva’l-Kübrâ, I, 113).
Adalet, hak, hukuk, eğitim sistemi, tarım, hayvancılık, sağlık sistemleri zaten bozuk, daha ne kadar bozulabilirdi ki?
Çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan Sadigilin vereceği hukuktan ne beklenirdi ki? Yolsuzla, hırsızla, arsızla, haydutla eşit, dürüst yarışmak ne kadar mümkün olacak?
Hukuk baştan bozulursa ahlakı, erdemi, vicdanı, insanlığı, adaleti, kanunları ve nihayetinde de kendine devlet denilen devleti de bozar, çürütür!
Mitilini İstanbul'a serecek bunak faşiste de saraylı efendisine de boyun eğecek değiliz ya sayın abicim?
Neleri neleri yemediler ki bu vakte kadar? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, vergisini ödeyen normal vatandaşların vergisini...
Çiftçinin alın terini mi çalmadılar, madencilerin, tarım işçilerinin hakkını terleri soğumadan mı verdiler?
Babalı oğullu damatlı kızlı villalar dolusu para mı sıfırlamadılar, inasani ilişkili hediyeleşmeli gömlek kutusu içinde rüşvet mi yemediler, öğretmen emeklisi Mitten hızlı enişte ile Man adalarında milyonluk şirket mi kurmadılar?
Kul hakkı yemek kendi dinlerine göre haram olduğunu ramazan ayının ilk gününde, ilk iftarında da bilmiyorlarsa atayizler olarak kendilerini Diyanet İşleri yardımıyla aydınlatmalım:
( Belki de gerçek Müslümanlar yav:)
"https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/1007/kul-hakki-yemenin-hukmu-nedir--kul-hakki-nasil-odenir-"
"Görüldüğü üzere kul hakkı, kişinin Cennet ya da Cehennem’e gidişinde önemli ölçüde belirleyici bir rol oynamaktadır.
Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır.
Hak sahibi, (4.171.118 kişi) hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir. Çünkü ilâhî adalet, bunu gerektirir. Veda hutbesinde Resûlullah (s.a.s.), “Ey insanlar, sizin canlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız, Rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır).” (Buhârî, Hacc, 132) buyurmuştur.
Buna göre, gasp, hırsızlık veya izinsiz alma gibi yollarla elde edilen haram para veya mal, sahipleri biliniyor ise kendilerine yahut mirasçılarına, bilinmiyor ise fakirlere veya hayır kurumlarına onların namına sadaka olarak verilmelidir. Ayrıca, yapılan bu kusurlardan dolayı da Allah’tan af ve mağfiret dilenmelidir.
Mal ya da darp gibi şeylerle ilgili olmayan gıybet, bühtan gibi hak ihlallerinde en doğrusu, hak sahibine durumu anlatıp helalleşmek olmakla beraber, her zaman bu şartı yerine getirmek mümkün olmadığından ya da insanlar bundan çekindiklerinden, kendi adına tövbe edip, hak sahibi namına da istiğfar etmek, dua etmek ya da hayır hasenat yaparak sevabını ona bağışlamak, bu tür hak ihlallerine keffaret olur (İbn Teymiyye, el-Fetâva’l-Kübrâ, I, 113).
Adalet, hak, hukuk, eğitim sistemi, tarım, hayvancılık, sağlık sistemleri zaten bozuk, daha ne kadar bozulabilirdi ki?
Çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan Sadigilin vereceği hukuktan ne beklenirdi ki? Yolsuzla, hırsızla, arsızla, haydutla eşit, dürüst yarışmak ne kadar mümkün olacak?
Hukuk baştan bozulursa ahlakı, erdemi, vicdanı, insanlığı, adaleti, kanunları ve nihayetinde de kendine devlet denilen devleti de bozar, çürütür!
Mitilini İstanbul'a serecek bunak faşiste de saraylı efendisine de boyun eğecek değiliz ya sayın abicim?
6 Mayıs 2019 Pazartesi
Faşistlerin Seçim İptal Fantezileri Hayaldi Gerçek Oldu!
Ali İhsan yılışığı da Bayram angutu da fantezi zırvalamaya doymadılar!
En son eski ortakları Fetötistler sayesinde sadece Büyük Şehir Belediye seçimlerini sandık kurulu üyeleri üzerinden YSK heriflerine iptal ettirdiler!
İlk önce il başkanı olacak Bayram herifi ikinci gün dedi ki "Öyle şeyler bulduk ki 1 sandıkta 25.000 ( yirmi beş bin ) oyumuzu çaldılar." Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırırlarmış.
Sandıktan çıkamayan Cin Ali sadece Anadolu Ajansı'na göre 3000 oy farkla kazandık diye yüzsüz yüzsüz zafer dalgası geçti!
Bilal'in lise arkadaşı tipi Anadolu Ajansı da mühürlü, orijinal, gerçek mazbata sonuçlarını İmamoğlu kazanınca 11 saat bir türlü giremedi!
Yetti mi yetmedi, geçersiz oylar tam olarak tam geçersiz değilmiş; tekrar tekrar saydır saydır bitiremediler. Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırırlarmış.
Arsalara, kümeslere, tarlalara seçmen yazılmış hepsini de CHP'liler yapmış.Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırmış.
Geçerli oyların hepsi yeniden sayılırsa belki şey olurmuş. Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırlarmış.
Bir takım sandık kurulu üyeleri devlet memuru değilmiş, yasayı kendileri değiştirmemiş, yasal süre içinde itiraz etmişler gibi. Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırırlarmış.
KHK'liler oy kullanmış, vay bu nasıl olurmuş? Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde ellerine makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırırmış.
Zât-ı şahaninin 5'ine birden manşet çövdürdüğü sidikli havuz medyası meğer YSK kararını biliyormuş.
Fetötistler Ali İhsan tipi sayesinde Ekrem İmamoğlu'na da darbe yapmışlar ya?
Sandık kurulu üyelerinden 45'inde Fetö ile irtibat bulunmuş!
Bunlardan 41'i, 17/25 Aralıktan sonra Bank Asya'ya para yatırmış, 2 sandık kurulu üyesinde de ByLock varmış.Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde ellerine makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırırmış.
NATO'cu bunak faşist de yüzsüz mitilini atınca yeni Türkiye'mizin sandık demokrasisi rüyası, hukuk devleti fantezisi bitti!
Faşistlerin seçim iptal gerekçeleri yalandı, gerçek oldu!
Ali İhsan yılışığı da Bayram angutu da fantezi zırvalamaya doymadılar!
En son eski ortakları Fetötistler sayesinde sadece Büyük Şehir Belediye seçimlerini sandık kurulu üyeleri üzerinden YSK heriflerine iptal ettirdiler!
İlk önce il başkanı olacak Bayram herifi ikinci gün dedi ki "Öyle şeyler bulduk ki 1 sandıkta 25.000 ( yirmi beş bin ) oyumuzu çaldılar." Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırırlarmış.
Sandıktan çıkamayan Cin Ali sadece Anadolu Ajansı'na göre 3000 oy farkla kazandık diye yüzsüz yüzsüz zafer dalgası geçti!
Bilal'in lise arkadaşı tipi Anadolu Ajansı da mühürlü, orijinal, gerçek mazbata sonuçlarını İmamoğlu kazanınca 11 saat bir türlü giremedi!
Yetti mi yetmedi, geçersiz oylar tam olarak tam geçersiz değilmiş; tekrar tekrar saydır saydır bitiremediler. Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırırlarmış.
Arsalara, kümeslere, tarlalara seçmen yazılmış hepsini de CHP'liler yapmış.Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırmış.
Geçerli oyların hepsi yeniden sayılırsa belki şey olurmuş. Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırlarmış.
Bir takım sandık kurulu üyeleri devlet memuru değilmiş, yasayı kendileri değiştirmemiş, yasal süre içinde itiraz etmişler gibi. Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde eline makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırırlarmış.
KHK'liler oy kullanmış, vay bu nasıl olurmuş? Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde ellerine makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırırmış.
Zât-ı şahaninin 5'ine birden manşet çövdürdüğü sidikli havuz medyası meğer YSK kararını biliyormuş.
Fetötistler Ali İhsan tipi sayesinde Ekrem İmamoğlu'na da darbe yapmışlar ya?
Sandık kurulu üyelerinden 45'inde Fetö ile irtibat bulunmuş!
Bunlardan 41'i, 17/25 Aralıktan sonra Bank Asya'ya para yatırmış, 2 sandık kurulu üyesinde de ByLock varmış.Meğer fantezi değilimiş, çay bahçesinde ellerine makas verilen, sırtına semer vurulan eşşekgili inandırırmış.
NATO'cu bunak faşist de yüzsüz mitilini atınca yeni Türkiye'mizin sandık demokrasisi rüyası, hukuk devleti fantezisi bitti!
Faşistlerin seçim iptal gerekçeleri yalandı, gerçek oldu!
5 Mayıs 2019 Pazar
Yüzsüz Mitillilerin Tekrar Tekrar Yüzsüz Yüzsüz Ses Çıkarma Çirkeflikleri!
Sen mitilini saraya sermişsin NATO milliyetçilerinin akbuğusu...
Ortada yolsuzluk var, zât-ı şahaniden yolsuzluklar kaçar mı beee?
At hırsızları bu sefer Üsküdar'ı geçemedi mi saray çakalları?
Beyefendi'nin istediği gibi olmayan millî iradeye hukuken saygı duyulur mu eyy YSK?
Çay bahçesinde hukukçulara çay yaprağı biçtiren tek kişilik millî irade şahsı daha kaç gün susacak?
Tek kişi kendini millet, devlet, hukuk sanmasa şaibeli diplomasızlığın bakmadan niye sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi için seçime şaibe düşürsün ki?
Bir kasaba olmayan İstanbul için, âtideki yağma için neden mızıkçılık etmesinler?
Kocaa cumhuriyeti haklamışlar, yüzlerce SK'yi çay bahçesinde terbiye ettiler ama mahşeri vicdana ve bir takım hislerine göre tam
Yetti artık sen de sus sus nereye kadar beyefendi yav?
Demokrasi şişiririr miymiş, bir seçim sonucu bir ayda hazmedilemez mi?
Hukuk da bir yere kadar yani! Seçimle belediye mi kaybedilirmiş yav?
Bir şeyler hissetmeseler Ali İhsan Yavuz kişisi gibiler her gün kendi yüzünü, bıyığını, yüzsüzlüğünü ikna edemeden yeni bir şeyler oldu hissini zırvalar mı her gün?
Saray deyneki mahşeri vicdan hukuku olmazsa ses çıkarırmış!
Tanrı Dağı'na çıkmış Cemal gibi YSK çatısına çıkıp neden ulumazsınız ki?
O kadar erdemli eş dost, ne idüğü belirsiz faydasız vakıf, işe yaramaz, bir baltaya sap olamamış bankamatik kişisi nasıl geçinecek bir kasaba olmayan İstanbul'dan?
Zât-ı şahani Bay Kemal dediyse Baybay İstanbul demeyi kast etmemişti ki?
Bu kadar susmasan da her gün ak TiVilerde, havuz gazetelerinde ne kadar zırvan varsa 5'i birden manşetlerine almıyorlar, ak TiVilerinize çıkardığınız zevata söylediğiniz zırvaların ne kadar derin, ne kadar mükemmel, ne kadar dahiyane olduğununu şakımıyorlar sanır!
Saray Türklerinin akbuğusu mitilini sarayın bacCcesinden alıp İstanbul'a atmasın da ne etsin?
Mutlaka bir şeyler hissetmeseler içlerine sinmez miydi?
O kadar arpalık, vakıflar, İSPARK, kutulu davalarının bankamatik yiğitleri, kupon araziler, dikine ihya edici ihanet gökdelen arsaları gidici...
Sen mitilini saraya sermişsin NATO milliyetçilerinin akbuğusu...
Ortada yolsuzluk var, zât-ı şahaniden yolsuzluklar kaçar mı beee?
At hırsızları bu sefer Üsküdar'ı geçemedi mi saray çakalları?
Beyefendi'nin istediği gibi olmayan millî iradeye hukuken saygı duyulur mu eyy YSK?
Çay bahçesinde hukukçulara çay yaprağı biçtiren tek kişilik millî irade şahsı daha kaç gün susacak?
Tek kişi kendini millet, devlet, hukuk sanmasa şaibeli diplomasızlığın bakmadan niye sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi için seçime şaibe düşürsün ki?
Bir kasaba olmayan İstanbul için, âtideki yağma için neden mızıkçılık etmesinler?
Kocaa cumhuriyeti haklamışlar, yüzlerce SK'yi çay bahçesinde terbiye ettiler ama mahşeri vicdana ve bir takım hislerine göre tam
Yetti artık sen de sus sus nereye kadar beyefendi yav?
Demokrasi şişiririr miymiş, bir seçim sonucu bir ayda hazmedilemez mi?
Hukuk da bir yere kadar yani! Seçimle belediye mi kaybedilirmiş yav?
Bir şeyler hissetmeseler Ali İhsan Yavuz kişisi gibiler her gün kendi yüzünü, bıyığını, yüzsüzlüğünü ikna edemeden yeni bir şeyler oldu hissini zırvalar mı her gün?
Saray deyneki mahşeri vicdan hukuku olmazsa ses çıkarırmış!
Tanrı Dağı'na çıkmış Cemal gibi YSK çatısına çıkıp neden ulumazsınız ki?
O kadar erdemli eş dost, ne idüğü belirsiz faydasız vakıf, işe yaramaz, bir baltaya sap olamamış bankamatik kişisi nasıl geçinecek bir kasaba olmayan İstanbul'dan?
Zât-ı şahani Bay Kemal dediyse Baybay İstanbul demeyi kast etmemişti ki?
Bu kadar susmasan da her gün ak TiVilerde, havuz gazetelerinde ne kadar zırvan varsa 5'i birden manşetlerine almıyorlar, ak TiVilerinize çıkardığınız zevata söylediğiniz zırvaların ne kadar derin, ne kadar mükemmel, ne kadar dahiyane olduğununu şakımıyorlar sanır!
Saray Türklerinin akbuğusu mitilini sarayın bacCcesinden alıp İstanbul'a atmasın da ne etsin?
Mutlaka bir şeyler hissetmeseler içlerine sinmez miydi?
O kadar arpalık, vakıflar, İSPARK, kutulu davalarının bankamatik yiğitleri, kupon araziler, dikine ihya edici ihanet gökdelen arsaları gidici...
4 Mayıs 2019 Cumartesi
Minare Görünce Müslüman Olduğunu Anlayan Tiplerin En Nanoteknolojik Camiiyi 2. Açılışı!
İkinci açılışlarında da 72 millete ithafen, 72 metre yüksekliğindeki ana kubbesi, İstanbul'a ithafen de 34 metre çapındaki kubbesi maddi manevî önemini hayli hissettirici!
6 minareyi görmeseler imanın 6 şartını hiç hatırlamayacaklar sanki!
Zât-ı şahani ve avanesi eskisi gibi camileri kışla, minareleri süngü, ana kubbeyi miğfer, müminleri asker sanmıyor mu ki?
Cami, mahalle sakinleri ile dolmuyorsa Gine, Senegal, Afganistan, Tunus, Libya, Katar, Kazakistan, Azerbaycan'dan Müslüman getirtilemez mi eyy Bay Temel?
Madem aziz milletimizin imamları eskiden kandırdıcı oluyormuş, zât-ı şahani Filistin'den, zalım Sisi Mısır'ındaki itilmiş Ehvancı hafızlardan bir iki getirtip tilavet okutturamaz mı sandın?
Otel konforunda, abdesthanesi deri koltuklu, 3500 araçlık bedava otoparklı, etrafı tünellerle sarılı, diskotek ses sistemlerini kıskandırıcı hoparlörleri, 17.000 metrekarelik antibakteriyel müminin ayak kokusunu emici halısı, 5 metre genişliğinde, 6.5 metre yüksekliğinde, 6 ton ağırlığındaki ihtişamlı kapısı, 4.5 metre yüksekliğindeki vaaz kürsüsü eserleri yeter bee...
21 metre yüksekliğindeki minberine asansörle çıkılabilen kaç selatin camii eseri yapmış ki ecdat, zât-ı şahaniye gelene kadar?
Eski sultanlar hangi akla, hangi imana hizmet has hazinelerinden millet için camii eserleri yapmış, ihyacı vatansoyar imam-hatip nesli bir türlü anlamıyor!
Dünyanın en büyük ve 4.5 tonluk en nano teknolojik alemi belki uzaydaki müminler tarafından bile görülebiliyor!
Kassas Sûresi, Âli İmran Sûresi, Haşr Sûresi, Fetih Sûresi ki 220 metrelik şeritler halinde nano teknolojik sülüs ile yazılmış.
İçerdeki 17.000 metrekare müminlerin ayak kokusunu emici antibakteriyel halı üzerinde 25 bin Müslüman aynı anda cuma eda edebiliyor!
Dışarıdaki alanda da 37.500 kişi, yekûnu 63.000 mümin...
Leyl-i regaipte açıldı camii ama minare görmeden Müslüman olduklarını anlamayan tipler tam olarak içini dolduramamıştı!
3 Mayıs 2019'daki şanlı açılışta havuzcu yalamşör gazetecimsiler böyle Osmanlı, Selçuklu yeni Türkiye mimari anlayışıyla açılan şahane bir eseri görmemezlik edemezlerdi!
Belki uzaydan bile görülebilen şanlı Çamlıca Cami eseri!
Saray Türklerinin akbuğusu yerli, millî ve aşırı saray Türküsü üstün matematik bilgileriyle 3 şerefeli 4 minarenin 107 metre 1 santimetre yüksekliğinin Malazgirt'e delalet ettiğini bir duysa Cemal vekilleri gibi cuma namazına müteakip Tanrı Dağlarındaki gibi ulumazlar mıydı yav?
2 şerefeli 2 minarenin 90 metre yüksekliğindeki şifreyi saray Türkleri çözsün de görelim!
Allah'ın 99 isminden neden sadece 16'sının resmidir var da 83 Allah esamisi niye yok?
Hangi gafil o sıfatları beğenmemiş de yazdırmamış?
Belki de minareden Müslüman olduğunu anlayan tipler için 21 metre yüksekliğindeki minberine asansör eseriyle hafız çıkaran ilk selatin camii eseri...
Neden 21 metre Müslüman? Neden 4 minare 107 metre 1 cm de iki minare 90 metre?
İkinci açılışlarında da 72 millete ithafen, 72 metre yüksekliğindeki ana kubbesi, İstanbul'a ithafen de 34 metre çapındaki kubbesi maddi manevî önemini hayli hissettirici!
6 minareyi görmeseler imanın 6 şartını hiç hatırlamayacaklar sanki!
Zât-ı şahani ve avanesi eskisi gibi camileri kışla, minareleri süngü, ana kubbeyi miğfer, müminleri asker sanmıyor mu ki?
Cami, mahalle sakinleri ile dolmuyorsa Gine, Senegal, Afganistan, Tunus, Libya, Katar, Kazakistan, Azerbaycan'dan Müslüman getirtilemez mi eyy Bay Temel?
Madem aziz milletimizin imamları eskiden kandırdıcı oluyormuş, zât-ı şahani Filistin'den, zalım Sisi Mısır'ındaki itilmiş Ehvancı hafızlardan bir iki getirtip tilavet okutturamaz mı sandın?
Otel konforunda, abdesthanesi deri koltuklu, 3500 araçlık bedava otoparklı, etrafı tünellerle sarılı, diskotek ses sistemlerini kıskandırıcı hoparlörleri, 17.000 metrekarelik antibakteriyel müminin ayak kokusunu emici halısı, 5 metre genişliğinde, 6.5 metre yüksekliğinde, 6 ton ağırlığındaki ihtişamlı kapısı, 4.5 metre yüksekliğindeki vaaz kürsüsü eserleri yeter bee...
21 metre yüksekliğindeki minberine asansörle çıkılabilen kaç selatin camii eseri yapmış ki ecdat, zât-ı şahaniye gelene kadar?
Eski sultanlar hangi akla, hangi imana hizmet has hazinelerinden millet için camii eserleri yapmış, ihyacı vatansoyar imam-hatip nesli bir türlü anlamıyor!
Dünyanın en büyük ve 4.5 tonluk en nano teknolojik alemi belki uzaydaki müminler tarafından bile görülebiliyor!
Kassas Sûresi, Âli İmran Sûresi, Haşr Sûresi, Fetih Sûresi ki 220 metrelik şeritler halinde nano teknolojik sülüs ile yazılmış.
İçerdeki 17.000 metrekare müminlerin ayak kokusunu emici antibakteriyel halı üzerinde 25 bin Müslüman aynı anda cuma eda edebiliyor!
Dışarıdaki alanda da 37.500 kişi, yekûnu 63.000 mümin...
Leyl-i regaipte açıldı camii ama minare görmeden Müslüman olduklarını anlamayan tipler tam olarak içini dolduramamıştı!
3 Mayıs 2019'daki şanlı açılışta havuzcu yalamşör gazetecimsiler böyle Osmanlı, Selçuklu yeni Türkiye mimari anlayışıyla açılan şahane bir eseri görmemezlik edemezlerdi!
Belki uzaydan bile görülebilen şanlı Çamlıca Cami eseri!
Saray Türklerinin akbuğusu yerli, millî ve aşırı saray Türküsü üstün matematik bilgileriyle 3 şerefeli 4 minarenin 107 metre 1 santimetre yüksekliğinin Malazgirt'e delalet ettiğini bir duysa Cemal vekilleri gibi cuma namazına müteakip Tanrı Dağlarındaki gibi ulumazlar mıydı yav?
2 şerefeli 2 minarenin 90 metre yüksekliğindeki şifreyi saray Türkleri çözsün de görelim!
Allah'ın 99 isminden neden sadece 16'sının resmidir var da 83 Allah esamisi niye yok?
Hangi gafil o sıfatları beğenmemiş de yazdırmamış?
Belki de minareden Müslüman olduğunu anlayan tipler için 21 metre yüksekliğindeki minberine asansör eseriyle hafız çıkaran ilk selatin camii eseri...
Neden 21 metre Müslüman? Neden 4 minare 107 metre 1 cm de iki minare 90 metre?
3 Mayıs 2019 Cuma
Burası Türkiye de Nerede İş Var Beyefendi? Sarayındakilerde Memleket Hayrına Bir İş Yok, Damadında da, İsraillilerin Korktuğu İmam-hatipli Oğlunda da Hiç mi Hiç İş Yok!
Saray cambazları yine yeni fitne fesat, şirretlik peşinde...
Sandığın başında kendi üyeleri yokmuş gibi anlayamadıkları bir şeyler dönmüşmüş, ama tam olarak ne döndüğünü anlayamasalar da ispat edemeseler de hukuksuzluk, kanunsuzluk duygusu hissetmişler! İçlerine sinmemiş, mahşeri vicdanları almamış!
Saraylarında döndürdükleri dümeni, çevirdikleri dolapları biz hiç hissetmiyoruz oysa!
Keşke güreşe doymayan pehlivanlar kadar masum olsalar! Yeniden saydırdılar yine olmadı!
Seçmenlere corladılar tutmadı, sandık kurullarına sardılar bir şey çıkaramadılar!
Oyları saymaya, seçmenlere itiraz etmeye, sandık kurullarını yeniden oluşturmaya doyamayan millî irade hazımsızları...
Enflasyon alıp başını gitse de, yüksek helal faizlerde kainat birincisi Müslüman hükümeti olsalar da ekonomiden hep olumlu hisler alıyorlarmış!
Çılgın projelerinizden bir tane daha zırvalayınca ekonominiz şaha kalksa keşke!
Kur-faiz-enflansyon şer üçgenine post-turth patates-kuru soğan-çarliston biber lobisoni eklediler!
2.500.000 kişiye iş olacağını da İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde dönen bir şeylerin olduğunu hissettikleri gibi hissediyor olabilirler!
YSK veya Mahkemelerin hukuk ya da delillere göre değil de zât-ı şahaninin içine sinip sinmemesine, saray Türklerinin akbuğusunun mahşeri vicdanına uymasına ya da guguk fakültesinde guguk okuyan Ali İhsan Yavuz tipinin hislerine göre karar vermelerini hisliyorlar!
Enflasyonla Mücadelede %10 İndirim Destanı projeniz geçici olarak kuru soğan, patates lobisini savsa da kuru soğan, çarliston biber ve patatesin kızgın demirden zamlarını soğutamadı!
Kuru soğan fiyatlarını, patates, patlıcan, kırmızı et, benzin fiyatlarının yüksek ateşini şaibeli diplomalarının ekonomi bilgisi izah edemez elbet!
Kapı gibi diplomamızla, Karl Marks, Friedrich Engels kitaplarıyla tane tane anlatalım bak:
Tariş'i, Tigem'i, Fisko Birlik'i, Et ve Balık Kurumu'nu, SEK'i, TEKEL'İ öldüm fiyatına kutulu dava yolsuzlarınıza sattınız, özelleştirdiniz, istihdam yaratan kamu işletmelerini kapattınız!
"Meta", "değer" üretecek bir işletme kutmadınız, tarımı, hayvancılığı bitirdiniz, ilkel birikimle el koyduğunuz kuruluşları saraylarınıza, yollarınıza, dikine yapılı inşaatlarınıza gömdünüz!
Pırlantadaki, mücevherdeki, süper lüks yatlardaki mazot vergisini sıfırla; çiftçilerin tarım ve hayvancılık yapamamasını anlama; şaibeli diplomanın neticeli ekonomi bilgisiyle '' dış güçlere, faiz lobilerine'' günah yık!
Diplomaları bile şaibeliyken kuru soğan, patates enflasyonunu, İstanbul seçimlerinde de sadece Büyük Şehir Belediye Başkanı için atılan oyların şaibesini açıklayamıyorlarmış!
Burası Türkiye yav! Zât-ı şahaninin içine sinmiyorsa hukukun, millî iradenin lafı mı olur?
İş var da aziz işçilerimiz beğenmeyip çalışmıyorlarmış sanki!
Saray cambazları yine yeni fitne fesat, şirretlik peşinde...
Sandığın başında kendi üyeleri yokmuş gibi anlayamadıkları bir şeyler dönmüşmüş, ama tam olarak ne döndüğünü anlayamasalar da ispat edemeseler de hukuksuzluk, kanunsuzluk duygusu hissetmişler! İçlerine sinmemiş, mahşeri vicdanları almamış!
Saraylarında döndürdükleri dümeni, çevirdikleri dolapları biz hiç hissetmiyoruz oysa!
Keşke güreşe doymayan pehlivanlar kadar masum olsalar! Yeniden saydırdılar yine olmadı!
Seçmenlere corladılar tutmadı, sandık kurullarına sardılar bir şey çıkaramadılar!
Oyları saymaya, seçmenlere itiraz etmeye, sandık kurullarını yeniden oluşturmaya doyamayan millî irade hazımsızları...
Enflasyon alıp başını gitse de, yüksek helal faizlerde kainat birincisi Müslüman hükümeti olsalar da ekonomiden hep olumlu hisler alıyorlarmış!
Çılgın projelerinizden bir tane daha zırvalayınca ekonominiz şaha kalksa keşke!
Kur-faiz-enflansyon şer üçgenine post-turth patates-kuru soğan-çarliston biber lobisoni eklediler!
2.500.000 kişiye iş olacağını da İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde dönen bir şeylerin olduğunu hissettikleri gibi hissediyor olabilirler!
YSK veya Mahkemelerin hukuk ya da delillere göre değil de zât-ı şahaninin içine sinip sinmemesine, saray Türklerinin akbuğusunun mahşeri vicdanına uymasına ya da guguk fakültesinde guguk okuyan Ali İhsan Yavuz tipinin hislerine göre karar vermelerini hisliyorlar!
Enflasyonla Mücadelede %10 İndirim Destanı projeniz geçici olarak kuru soğan, patates lobisini savsa da kuru soğan, çarliston biber ve patatesin kızgın demirden zamlarını soğutamadı!
Kuru soğan fiyatlarını, patates, patlıcan, kırmızı et, benzin fiyatlarının yüksek ateşini şaibeli diplomalarının ekonomi bilgisi izah edemez elbet!
Kapı gibi diplomamızla, Karl Marks, Friedrich Engels kitaplarıyla tane tane anlatalım bak:
Tariş'i, Tigem'i, Fisko Birlik'i, Et ve Balık Kurumu'nu, SEK'i, TEKEL'İ öldüm fiyatına kutulu dava yolsuzlarınıza sattınız, özelleştirdiniz, istihdam yaratan kamu işletmelerini kapattınız!
"Meta", "değer" üretecek bir işletme kutmadınız, tarımı, hayvancılığı bitirdiniz, ilkel birikimle el koyduğunuz kuruluşları saraylarınıza, yollarınıza, dikine yapılı inşaatlarınıza gömdünüz!
Pırlantadaki, mücevherdeki, süper lüks yatlardaki mazot vergisini sıfırla; çiftçilerin tarım ve hayvancılık yapamamasını anlama; şaibeli diplomanın neticeli ekonomi bilgisiyle '' dış güçlere, faiz lobilerine'' günah yık!
Diplomaları bile şaibeliyken kuru soğan, patates enflasyonunu, İstanbul seçimlerinde de sadece Büyük Şehir Belediye Başkanı için atılan oyların şaibesini açıklayamıyorlarmış!
Burası Türkiye yav! Zât-ı şahaninin içine sinmiyorsa hukukun, millî iradenin lafı mı olur?
İş var da aziz işçilerimiz beğenmeyip çalışmıyorlarmış sanki!
2 Mayıs 2019 Perşembe
Gidicilerin 82 Milyon Tarafsız İttifak Yusuflaması, Ya Bu da Tutmazsa?
YSK'nin İstanbul için düzenledikleri fitne içlerine sinmiş ki bir şey olduğunu hukuken ispat edemeseler de kesin bir şey oldu diye hisleniyorlar!
Ya müzeye kaldırdın vazo Gül'ü müzede durduğu gibi durmuyorsa?
Pelikancıların önüne attıkları Bıcırıks sadece 1. Köprü'de artistlik yapmıyorsa?
Memlekette kendilerine oy vermeyen 24 milyon seçmeni zât-ı şahanisi terörist ilan etmemiş gibi.
Şimdilerde 82 milyon ittifakını zorluyorlar! Saray Türkleri bir şey sanıp tedirgin oluyor!
7 TL'den dolar bozduran dolarist NATO milliyetçileri seçimleri mahşerî vicdana sığdıramamış!
17 yılda bir kerecik olsun sanki 82 milyona tarafsız devlet adamlığı yapmışlar, tarafsız devlet hukuku uygulamışlar, memur alımlarında, işçi alımlarında beslemelerini torpille işe koymamışlar gibi...
Fetö'yü TSK'ye, Adalet Bakanlığına, Millî Eğitim Bakanlığına sızdırırken, ne istemişlerse verirken çevirmedikleri dolap; yapmadıkları fitne fesat kalmış gibi...
Hem bacCceli saray Türklerini küstürmeden hem Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını ürkütmeden kaybettikleri arpalıklarını çirkeflikle alma dümeninin ve sağlığını zorluyorlar!
Kaçan balık büyük, giden İstanbul, Ankara, Adana büsbüyük olurmuş!
Denemedikleri şirretlik, çirkeflik, arsızlık, fitne, fesat, yüzsüzlük kalmış gibi...
İstanbul'a ihanet ederken kupon arazilerin durumunu sanki YSK'ye sormuşlar da saray Türklerinin akbuğusu YSK'yi kendilerinde varmış gibi mahşeri vicdan hukukuna davet ediyor!
Faşist devletler bile tek tip insan evladı tipi yaratamamışken 82 milyon ittifakı şeydeceklermiş!
Saray Türklerini sarayın dışında komadan:))
Mayaları cımbıldamamış, mizaçları saray bahçesinden hiç ayrılmamış!
Belediye tipi cumhur ittifakı, ittifakın bir kısmına bereketli gelse de diğer kısmı arpalıklarını kaybedince ne edeceğini, nerden nasıl maraz çıkaracağını şaşırdılar!
YSK şirretlikleri ara ara devam ediyor, eser miktardaki akıllarına estikçe abuk bir şey zırvalamayı erdem, ahlak, hukuk, yasa, yönetmelik sayıyorlar!
Ali İhsan ve hukuksuz şahsı yalan söylerken büzüklediği tipine YSK'nin mahşeri vicdanı ne etsin?
YSK'nin İstanbul için düzenledikleri fitne içlerine sinmiş ki bir şey olduğunu hukuken ispat edemeseler de kesin bir şey oldu diye hisleniyorlar!
Ya müzeye kaldırdın vazo Gül'ü müzede durduğu gibi durmuyorsa?
Pelikancıların önüne attıkları Bıcırıks sadece 1. Köprü'de artistlik yapmıyorsa?
Memlekette kendilerine oy vermeyen 24 milyon seçmeni zât-ı şahanisi terörist ilan etmemiş gibi.
Şimdilerde 82 milyon ittifakını zorluyorlar! Saray Türkleri bir şey sanıp tedirgin oluyor!
7 TL'den dolar bozduran dolarist NATO milliyetçileri seçimleri mahşerî vicdana sığdıramamış!
17 yılda bir kerecik olsun sanki 82 milyona tarafsız devlet adamlığı yapmışlar, tarafsız devlet hukuku uygulamışlar, memur alımlarında, işçi alımlarında beslemelerini torpille işe koymamışlar gibi...
Fetö'yü TSK'ye, Adalet Bakanlığına, Millî Eğitim Bakanlığına sızdırırken, ne istemişlerse verirken çevirmedikleri dolap; yapmadıkları fitne fesat kalmış gibi...
Hem bacCceli saray Türklerini küstürmeden hem Kürt kökenli Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını ürkütmeden kaybettikleri arpalıklarını çirkeflikle alma dümeninin ve sağlığını zorluyorlar!
Kaçan balık büyük, giden İstanbul, Ankara, Adana büsbüyük olurmuş!
Denemedikleri şirretlik, çirkeflik, arsızlık, fitne, fesat, yüzsüzlük kalmış gibi...
İstanbul'a ihanet ederken kupon arazilerin durumunu sanki YSK'ye sormuşlar da saray Türklerinin akbuğusu YSK'yi kendilerinde varmış gibi mahşeri vicdan hukukuna davet ediyor!
Faşist devletler bile tek tip insan evladı tipi yaratamamışken 82 milyon ittifakı şeydeceklermiş!
Saray Türklerini sarayın dışında komadan:))
Mayaları cımbıldamamış, mizaçları saray bahçesinden hiç ayrılmamış!
Belediye tipi cumhur ittifakı, ittifakın bir kısmına bereketli gelse de diğer kısmı arpalıklarını kaybedince ne edeceğini, nerden nasıl maraz çıkaracağını şaşırdılar!
YSK şirretlikleri ara ara devam ediyor, eser miktardaki akıllarına estikçe abuk bir şey zırvalamayı erdem, ahlak, hukuk, yasa, yönetmelik sayıyorlar!
Ali İhsan ve hukuksuz şahsı yalan söylerken büzüklediği tipine YSK'nin mahşeri vicdanı ne etsin?
1 Mayıs 2019 Çarşamba
Yurdumuzun Mutlu Günleri Elbet Gelen Gündedir!
Bu kavga faşizme karşı, bu kavga parababalarına karşı hürriyet kavgasıdır şüphesiz!
Saray Türkleri ve saray süslümanları tedirgin!
Milletin sarayında ejder meyveli smoothie içip milletin Mercedes filolaları ile gezenler kaygılı!
Arpalıkları eskisi gibi değil artık, onlar da çalışmak zorunda kalırlarsa?
İhyacılar gidici, saraycılar mutsuz, goygoycular 1 Mayıs 2019'da F 35 projesi göçürdücü:))
Şimdi ABD ve Trump düşünsün yav! Trump iyi ki saraydan manşet çövdürücü sidikli havuz medyası okumuyor?
O da zât-ı şahani gibi özetlerini okuyor olabilir!
Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın işçi sınıfı, yaşasın dünya halklarının kardeşliği!
Yaşasın alın teriyle geçim araçlarını temin eden büyük çoğunluk!
Yaşasın çalmayanlar, rüşvet yemeyenler, torpille bir yerde olmayanlar!
Yaşasın işçiler, emekçiler, çiftçiler, namusuyla, kimsenin hakkını hukukunu yemeden geçinenler!
Yaşasın namussuza, hırsıza, uğursuza, paraya, ağaya, beye, paşaya, efendiye, patronlara boyun eğmeyenler!
Yaşasın karanlığın, cehaletin, faşizmin, üstüne üstüne yürüyenler!
Bu kavga faşizme karşı, bu kavga parababalarına karşı hürriyet kavgasıdır şüphesiz!
Saray Türkleri ve saray süslümanları tedirgin!
Milletin sarayında ejder meyveli smoothie içip milletin Mercedes filolaları ile gezenler kaygılı!
Arpalıkları eskisi gibi değil artık, onlar da çalışmak zorunda kalırlarsa?
İhyacılar gidici, saraycılar mutsuz, goygoycular 1 Mayıs 2019'da F 35 projesi göçürdücü:))
Şimdi ABD ve Trump düşünsün yav! Trump iyi ki saraydan manşet çövdürücü sidikli havuz medyası okumuyor?
O da zât-ı şahani gibi özetlerini okuyor olabilir!
Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın işçi sınıfı, yaşasın dünya halklarının kardeşliği!
Yaşasın alın teriyle geçim araçlarını temin eden büyük çoğunluk!
Yaşasın çalmayanlar, rüşvet yemeyenler, torpille bir yerde olmayanlar!
Yaşasın işçiler, emekçiler, çiftçiler, namusuyla, kimsenin hakkını hukukunu yemeden geçinenler!
Yaşasın namussuza, hırsıza, uğursuza, paraya, ağaya, beye, paşaya, efendiye, patronlara boyun eğmeyenler!
Yaşasın karanlığın, cehaletin, faşizmin, üstüne üstüne yürüyenler!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)