28 Kasım 2022 Pazartesi

Karamsarlık Çukurunda Değil de Şahsî Şahlanmalarının Ak Saraylarında Aziz Milletimiz Adına Zevk u Sefa İçinde Yaşayan Eser Siyasetlilerin İhya Etmecili İhtişam İçindeki 20 Seneleri!

Karamsarlık Çukurunda Değil de Şahsî Şahlanmalarının Ak Saraylarında Aziz Milletimiz Adına Zevk u Sefa İçinde Yaşayan Eser Siyasetlilerin İhya Etmecili İhtişam İçindeki 20 Seneleri! 

Kuru sıkı atıp tutmuyorlar aaa; şahlandık, uçuyoruz, ekonomi bu sefer çok ivme kazandı, Almanya'da, İngiltere'de, Fransa'da raflar boş boş!

Bu veciz-i şahanileri kuru sıkı değil de yapyaş ve gepgevşek, ak keseleri dopdolu, apak ekonomi modellerini neticelerinden de yellendirecek değillerdi zaten aziz milletimiz!

Sülale şahlanması ihtisasını askeriye kantininde peskevüt satarken; peskevüt, çekeleta dağıtımı neyim yapıp cukkasını doldururken aile şirketi gibi hükümet sistemi nasıl olur, millete bunu şahlanma, ülke uçuyor şeklinde nasıl yediririz diye uzun uzun düşünmüş olmalılar.

Zalım darbeci Sisi Mısır şimdi tamammış, yanarlı dönerli Grant siyasetlerinin eks Müslüman Kardeşleri tipi kutulu davası şeklindeymiş; sırada da nasipse Suriye varmış yaa...

Siyonist İsrail ile one minutelik kof artistiklerinden sonra ak ticaretlerini Aşkelon Limanı'nda şahlandırıp Kudüs'ü çoktan İsrail'in başkenti olarak tanımıştı.

Gazze yolunda niyazi ettikleri Mavi Marmaracıların tazminatlarına çoktan çöküp ak niyetleriyle afiyetle sindirmişler; İsrail'in Cumhurbaşkanı dostları Herzog'un önüne Beştepe Millet Külliyesi önününe yerli ve milli turkuaz halılarını sermişlerdi.

İşbu Grant siyasetlerinin ak neticesinde Güney Kore'den milyon dolara aldıkları Deep Sea Metro 1, Metro 2 sondaj gemicikilerine kırmızı, beyaz yağlıboya ile Türk bayrağı vurup Fatih, Yavuz adını verdikleri devşirme gemicikileri, Akdeniz'in mavi vatan olmasına ramak kala birden nekahat dönemine girip efendi efendi limanlarda stratejik olarak kuzu kuzu bekletiliyordu.

İki varil petrol bulmasalar Ak Partisililerin başı BayBay Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi ne diye o milyon dolarları hiç edecek, niçin hep tüyü bitmemiş asgari ücret Türklerinin, EYT'ye takılmadan emekli olabilmiş emekli Müslümanların rızkını o gemicikilere yatıracaktı değil mi? İşte bunlar alanlarını ekonomi sanmalarından, milletin insanî ücretlerle, sağlıklı beslenerek yaşamasını değil de şahsî cukkalarını düşünmelerinden!

Bu hepsi ihya etmecili yolcu, hasta,müşteri gatantili duble yollardan, havalimanlarından dengeli viyadüklerden, köprülerden, şehir hastaneleri eserlerinden, "eser" şeklinde löp ihaleler alıp nankörlük eden varsa da gözlerine dizlerine dursunmuş fakirler!

Ülkemizin alt yapılarını yağma Hasan'ın böreği şeklindeki eserler şeklinde ihya etmişlermiş,üst yapısını da kıratlarının çapı yeterse ihya edeceklermiş.

20 senede yapamamışlar ya ülkemizin problemlerini çözebilecek kadro bu Ak Partisililerin içindeymiş yine yaa!

Eskiden içlerinde Fetötist beslerlerdi Türkiye Cumhuriyetinin, laikliğinin, devletçiliğinin, kamuculuğunun, eser miktardaki hukukunun bu tiplerin ak yollarını açsın diye...

Küresel çetelere de eyvallah etmediklerinden Azeri çeteler, Sırp çeteler,  Bulgar, Rus mafyası gönül rahatlığıyla Sarıyer'de, Bostancı'da, Ataşehir'de güpegündüz milletin içinde hesaplaşıp insanları öldürebiliyormuş.

Ülkeyi gri listeye sokmuşlar, kırmızı bültenle aranan Rus, Sırp, Azeri, Çeçen, Afgan mafyası haraç kesiyor, bir ev dolusu insanı öldürüyor, herifler küresel çetelere boyun eğmiyoruz diye polüm geçiyor akılları sıra.

Suudi Arabistan prensi Testere MbS, kabile ülkesinde hareket eder gibi İstanbul'daki Suudi Arabistan Konsolosluğunda istemediği bir haberi yazan Cemal Kaşıkçı'yı öldürmek için devlet görevlilerini gönderebiliyor, asitle koca adamı erittikten sonra Boğaz'da Türkiş kebap yiyip gidebiliyorlar.

Bir ilin, ilçenin, ülkenin Türkiye'nin en yüksek ayaklı viyadüklü bir duble yola, hasta garantili şehir hastanesine, yolcu garantili havalimanına ihtiyacı olmasına gerek yok; ak müteahhitlerinin ve hempalarının cepleri eser şeklindeki adreslere teslim ihalelerle dolsun yeter! 

Gerek varmış, yokmuş hiç bakmıyorlar, cukka dolsun da ister sel olmuş, deprem olmuş, askerler, polis, madenci ölmüş zerre umurları bu işten nasıl para kaldırırlar, IBAN mı yollasınlar, banka hesabını mi versinler, bağış mı yollasınlar?

Şehrin merkezindeki, ulaşım problemi olmayan Atatürk Havalimanı, dünyanın en işlevsel, en nitelikli havalimanı olsa da 7 metre derinliğindeki beton pistlerini kırıp; ulaşımı olmayan, şehrin 35-40 kilometre uzağındaki yere yenisini yapıyorlar. Zemini havalimanına uygun mu değil mi, rüzgar trafiği uçakların iniş kalkış yapmasına uygun mu, zerre umursamıyorlar.

Üstüne üstlük alanlarının ekonomi olduğunu sanıp heteredoks ekonomiden bile isteye epistemolojik bir kopuş içinde olduklarını övuncle zırvalıyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder