28 Ekim 2020 Çarşamba

Zât-ı Şahaniye “Evine Ekmek Götürememe Şakası” Yapan Malatyalı Esnafın Demokrasi İçinde Özür Dilemesi Hakkı! Kabile Devletlerinde Böyle Şeyler Hiç Olmaz! Bu Gazeteciler Bazı Şeyleri Kendileri Hiç Anlamıyor!

Zât-ı Şahaniye “Evine Ekmek Götürememe Şakası” Yapan Malatyalı Esnafın Demokrasi İçinde Özür Dilemesi Hakkı! Kabile Devletlerinde Böyle Şeyler Hiç Olmaz! Bu Gazeteciler Bazı Şeyleri Kendileri Hiç Anlamıyor!

Esnaf evine peynir götüremese zât-ı şahani anlardı.

Halis niyetlilerin devr-i iktidarında %300-400 zam yemiş; %200’ü helal vergi rakı, bira, viski, şarap götüremiyoruz dese yine anlardı.

Mutfağa et götüremiyoruz, yağsız yerinden kıyma alamıyoruz.

Her evde bir buzdolabı olmasına rağmen dolaba muz, ejder meyvesi, yoğurt koyamıyoruz dese alemlerin reyizi bu durumu hiç de abartı bulmaz hemen anlardı eyy esnaf kardeş!

Duyan da bu fakirin şahsi ülkesini, avcı toplayıcı yaşayan kabile devleti sanır!

Demokrasimiz gereği esnafa nasıl da özür dilettiler, dua etsin ki esnaf örgüte üye olmamakla birlikte “Evine Ekmek Götüremeyen Terör Örgütü” adına örgüt lehine propaganda yapmaktan tutuklanabilir, yıllarca hapis yatabilirdi. Hem de hiç abartmadan, demokrasimizin geldiği noktaya bak hey yavrum hey!

Zât-ı şahani onlara “Malatya Keyif Kayısısı” mini çuvalları atsaydı böyle şeyi hiç duymayacaktı tabi…

İstanbul valisi sayın beyefendi diyor ki “İstanbul’da insanlar, Covid 19 olmaktan değil; işten atılmaktan korkuyorlar.” Abartmadan ölmeyi bile bilemiyorlar!

Hayat dediğin nedir zaten eve ekmek götüremez, çocuklarını doyuramaz, okutamazsan Beyefendi?

Biz fakirler bu keyif çaylarından alıp efendi efendi içelim fakirler!

Abartmayalım hiç! Aç kalırken, işsiz gezerken hatta ölürken bile! Bilhassa Covid 19 olurken…

Şahsın hastane şirketlerinden sorumlu baş kişisi Fahreddin’i, Covid 19 + çıksa bile belirti göstermeyen vaka sayılarını, + çıkmayan hasta sayılarını, bulaşıcı hastalıktan ölüm sayılarını hiç abarttı mı bugüne kadar?

Asgari ücretimizle, memur maaşımızla şahsın kafasındaki Şahsım ülkesi dünyada bir numarayız yaa…

Zaten herkesten, evindeki hanımına Hermes marka çanta, Louis Vuitton marka, halis ipekten İslami eşarplar, Fransız makyaj malzemeleri, parfümler; garajına Airbus uçaklar, Renault araçlar götürmesi beklenemezdi.

Herkesle şakalaşılmaz esnaf efendi, arkandaki esnaf ciddi ciddi ve abartmadan ne güzel latife etmişti zât-ı şahaniye. “Başkanım, arabamızın modelimizi bir türlü yükseltemiyoruz.”

Zât-ı şahani bunu hiç abarttı mı? Efendi efendi o esnafın kafasına atarak “Al bu keyif çayını iç de keyfin abartmadan yerine gelsin.” dedi.

Keyfin sadece eşşekte olması artık eski Türkiye’de kaldı ki.

Bazı şeyleri de artık kendimiz anlayalım, ama abartmayalım yine de fakirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder